İmlasız, lisanımız düzelince, lisanımız da kafamız düzelince düzelecek, çünkü o da ancak onlar kadar bozuktur, fazla değil!Yahya Kemal BeyatlıKitabın en önemli özelliklerinde biri de yazarın renki, yeri geldiğinde ironik, yeri geldiğinde ciddi ve adeta hüzünlü, zaman zaman çakırkeyif ve baştan sona akıcı üslubudur. Bu üslup, kaynağını hiç şüphesiz uyanık ve dakik bir şuurun aşartırıcı, sorgulayıcı ve objektif bir temele dayanan hüküm verici tavrından alıyor.Yazar, taraflılık tarafsızlık endişesinden uzak olmasını sağlayan bir konumdan hareket edişi ve dil, felsefe ve sosyal bilimler gibi alanlarda düşüncenin bugün geldiği noktanın gerekli kıldığı perspektife sahip oluşuyla çıtayı, en azından olması gereken bir seviyeye yükseltiyor.
Her sayfası dolu dolu, araştırma ürünü olan bir kitap. Tekrar tekrar okudum. Bir edebiyat öğretmeni olarak derslerimde de kullandım hatta kitabı öğrencilerime tanıttım. Harf ve dil devrimi üzerine böyle kapsamlı bir eseri, ana dili Türkçe olmayan bir kişinin yazmış olması düşündürücü olduğu kadar belki de utanç verici bir durum. Aslı aranırsa, bu konuyu ancak bu devrimlere tarafsız yaklaşan birisi yazabilirdi diye de düşünebiliriz. Yazarın yabancı olmasından kaynaklı, Türk dili ile ilgili ufak tefek bazı hatalar yaptığını belirtmek gerekir.
Türk Dilinin Cumhuriyet Tarihi süreci diyebilirim heralde Atatürkle başlayan ve bir çıkmaza giren Dil inkılabı Atatürk tarafından bitirilmek istense de sonrasında gelen Kraldan çok Kralcılar yüzünden resmen bir soykırıma tabi tutuluyor işin diğer acı tarafı da bu iç eleştiriyi biz dogru düzgün yapamıyoruz akademik bir kitap Dil ile ilgilenenlere tavsiye ederim
Canlı bir organizma gibi yaşayan dili bir takım idolojilere kurban etmek isteyenlerin işi nasıl içinden çıkılmaz bir hale dönüştürdüklerini gördüğümde hangi dilde konuştuğumuzu şüphe eder bir hale düştüm.Daha üzerinden bir asır bile geçmeden önce eski dilimizde yazılmış eserleri okuyamayan anlamını bilmeyen bizden başka bir millet var mıdır?
Osmanlıca tartışmalarının yoğunlaştığı son günlerde, başlangıçta iyi niyetlerle başlayan dilde sadeleşme çabalarının nasıl uydurma furyasına dönüştüğünü, dil çalışmalarının dili kısırlaştırmaya götürdüğünü savunan akademik bir kitap.Yazar Öztürkçe taraftarları ile bunun karşısında olanların düşüncelerini dengeli bir şekilde vermiş. Dil çalışmaları için kaynak kitap olma özelliği taşıyor. Mümtaz Soysal’ın deyişiyle “yabancı dilleri bülbül gibi konuşup Atasının dilini ( örneğin Atatürk’ün nutku ) anlayamayan çocuklar yetiştirmiş bizden başka bir toplum yoktur herhalde. ” Dil çalışmalarının politik, ideolojik değil, dilbilimin konusu olması gerektiğini hatırlatıyor. Uydurma değil Türkçe köklerden kalkarak sağlam bir düşünce ve bilim dili yaratmaktan başka çaremiz olmadığını anlatan bu kitabı herkese tavsiye ederim.
Türk Dil Kurumu’na eleştiriler getiren,dil reformu sürecini anlatan,teknik olarak Türkçeyi ele alan bir kitap olan Trajik Başarı kitabını bence herkes okumalı mamafih bu kitap ders kitabı olarak bile okutulabilir.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Her sayfası dolu dolu, araştırma ürünü olan bir kitap. Tekrar tekrar okudum. Bir edebiyat öğretmeni olarak derslerimde de kullandım hatta kitabı öğrencilerime tanıttım. Harf ve dil devrimi üzerine böyle kapsamlı bir eseri, ana dili Türkçe olmayan bir kişinin yazmış olması düşündürücü olduğu kadar belki de utanç verici bir durum. Aslı aranırsa, bu konuyu ancak bu devrimlere tarafsız yaklaşan birisi yazabilirdi diye de düşünebiliriz. Yazarın yabancı olmasından kaynaklı, Türk dili ile ilgili ufak tefek bazı hatalar yaptığını belirtmek gerekir.
Türk Dilinin Cumhuriyet Tarihi süreci diyebilirim heralde Atatürkle başlayan ve bir çıkmaza giren Dil inkılabı Atatürk tarafından bitirilmek istense de sonrasında gelen Kraldan çok Kralcılar yüzünden resmen bir soykırıma tabi tutuluyor işin diğer acı tarafı da bu iç eleştiriyi biz dogru düzgün yapamıyoruz akademik bir kitap Dil ile ilgilenenlere tavsiye ederim
Canlı bir organizma gibi yaşayan dili bir takım idolojilere kurban etmek isteyenlerin işi nasıl içinden çıkılmaz bir hale dönüştürdüklerini gördüğümde hangi dilde konuştuğumuzu şüphe eder bir hale düştüm.Daha üzerinden bir asır bile geçmeden önce eski dilimizde yazılmış eserleri okuyamayan anlamını bilmeyen bizden başka bir millet var mıdır?
Osmanlıca tartışmalarının yoğunlaştığı son günlerde, başlangıçta iyi niyetlerle başlayan dilde sadeleşme çabalarının nasıl uydurma furyasına dönüştüğünü, dil çalışmalarının dili kısırlaştırmaya götürdüğünü savunan akademik bir kitap.Yazar Öztürkçe taraftarları ile bunun karşısında olanların düşüncelerini dengeli bir şekilde vermiş. Dil çalışmaları için kaynak kitap olma özelliği taşıyor. Mümtaz Soysal’ın deyişiyle “yabancı dilleri bülbül gibi konuşup Atasının dilini ( örneğin Atatürk’ün nutku ) anlayamayan çocuklar yetiştirmiş bizden başka bir toplum yoktur herhalde. ” Dil çalışmalarının politik, ideolojik değil, dilbilimin konusu olması gerektiğini hatırlatıyor. Uydurma değil Türkçe köklerden kalkarak sağlam bir düşünce ve bilim dili yaratmaktan başka çaremiz olmadığını anlatan bu kitabı herkese tavsiye ederim.
Türk Dil Kurumu’na eleştiriler getiren,dil reformu sürecini anlatan,teknik olarak Türkçeyi ele alan bir kitap olan Trajik Başarı kitabını bence herkes okumalı mamafih bu kitap ders kitabı olarak bile okutulabilir.