"Binanın üst katında "tefriş edilmiş" küçük bir daireye girdik. Tek bir kitap bile gözüme ilişmedi. Masa başında, lambanın altında, bir sürü kağıt kalemin ortasında geleneksel çalışma ortamını çağrıştıracak hiçbir belirti yoktu. Nane kokan yeşile çalan odada, solgun mobilyanın soyuladığı mum ışığında görülebilen bir karyola, duvar saati, aynalı dolap, akıllı uslu yerinde duran iki de koltuk vardı. Ayrıca, şöminenin üstünde birkaç gazete, rakamlarla gelişigüzel doldurulmuş bir düzine kartvizit ve bir de ilaç şişesi. Sıradan izlenimine hiç bu denli güçlü kapılmamıştım. Sıradan bir daire idi; çok sıradan denebilecek teoremler gibi ve belki o kadar da yararlı. Çağrılısı olduğum kişi hiçbir özelliği olmayan bir yerde yaşıyordu. Bu koltukta geçirdiği saatleri düşündüm. Bu sıradan ve masum yerdeki olası sonsuz keder beni ürküttü. Böyle odaları bilirim, yaşadım. Sürekliliğine asla inanmadım, böyle bir yerde yaşamı geçirmek... Dehşete düşürdü beni."
Bazı kitapların ancak özgün hali ile orjinal dilinden okunulması gerektiğini bir kez daha kanıtlar nitelikte.Okuması zor, okunulanı anlamlandırması çok daha zor olan bir kitap. Paul Valery çok büyük bir yazar ve düşünür ancak bu eserini roman veya öykü kitabı olduğu düşüncesiyle alanlar için hayal kırıklığı olur. Çünkü eserin bir teması, olay örgüsü, kurgu akışı gibi özellikleri yok. Daha çok düşünce üzerine yoğunlaşılmış ve tahminim (Yazarın asıl olarak Şair olduğunu düşünerek) lirik bir dille, felsefi ve aklına geldikçe yazılmış bir deneme olduğu söylenilebilir. Çevirmene bağlayacağım ama Valery zaten kitabın önsözünde Mösyö Teste’yi okumasının çok zor olduğunu ve çevirmenin işinin daha çok zor hatta imkansız olduğunu belirtmiş. Okuma hissini pekiştirmediği gibi maalesef anlatılanın üzerinde düşündürmesi de kolay değil.
Kitap Yorumları - (1 Yorum)
Bazı kitapların ancak özgün hali ile orjinal dilinden okunulması gerektiğini bir kez daha kanıtlar nitelikte.Okuması zor, okunulanı anlamlandırması çok daha zor olan bir kitap. Paul Valery çok büyük bir yazar ve düşünür ancak bu eserini roman veya öykü kitabı olduğu düşüncesiyle alanlar için hayal kırıklığı olur. Çünkü eserin bir teması, olay örgüsü, kurgu akışı gibi özellikleri yok. Daha çok düşünce üzerine yoğunlaşılmış ve tahminim (Yazarın asıl olarak Şair olduğunu düşünerek) lirik bir dille, felsefi ve aklına geldikçe yazılmış bir deneme olduğu söylenilebilir. Çevirmene bağlayacağım ama Valery zaten kitabın önsözünde Mösyö Teste’yi okumasının çok zor olduğunu ve çevirmenin işinin daha çok zor hatta imkansız olduğunu belirtmiş. Okuma hissini pekiştirmediği gibi maalesef anlatılanın üzerinde düşündürmesi de kolay değil.