Televizyon bir cazibe merkezi olarak hayatımızın baş köşesine oturdu. Yirmi dört saat yayın yapan kanallarda tam bir görüntü sarhoşluğu yaşıyoruz. Alışkanlıklarımız, konuşma biçimimiz, ilişkilerimiz televizyona endekslendi sanki. "Eğlenceli", "renkli" bir hayat yaşamaya başladık. Resmi ideolojinin yasaklıları, toplum kıyısında yaşayanlar bütün "giz"leriyle evlerimizde artık. Kameralar pervasızca mahremiyetimizin en ücra köşelerine giriyorlar. Şiddetin bütün türleriyle tanıştık. "Reality Show"larla kan ve acının da bir satış değeri olduğunu, reklam alabileceklerini öğrendik. Kapitalizmin en temel özelliği olan rekabetin insanları nasıl vahşileştirdiğini, iğrençleştirdiğini gördük.
Eserde matbaa ve telgrafın insan hayatında meydana getirdiği değişiklikler ele alındıktan sonra televizyonun ABD’deki uygulamasından hareketle insan yaşamını nasıl etkilediği mukayeseli bir şekilde ele alınmıştır. Eser distopya örneklerinin en başarılarından George Orwell’ın 1984 ve Hayvan Çiftliği ve Aldaus Huxley’in Cesur Yeni Dünya adlı eserlerindeki öngörüleri değerlendirerek televizyon bağlamında Huxley’in kehanetinin gerçekleştiğini ve bunun Orwell’ın kehanetinden daha tehlikeli ve ürkütücü olduğunu ortaya koymuştur. Beynin fonksiyonlarının iğdiş edildiği televizyon kültürünün eğlence olduğundan hareketle hayat = eğlence denkleminin verili düzen bakımından pek sorgulanmasa da gerçek bir sorun olduğuna dikkat çekilmektedir. Eğlenceyi hedefleyen ve insanı ve insanlığı bilmediğimiz bir yöne sevk eden televizyon ve benzeri araçların niteliğinin anlaşılması bakımından eser, ziyadesiyle açık ve anlaşılır tercümesiyle okunmayı hak etmektedir.
televizyonun zararlarının anlaşıldığı ilk zamanlar yazılmış olduğunu düşündüğüm ve televizyona yerinde ve eleştirel bir bakışla karşı çıkılıyor. düşünün din gibi bir mevzu bile bir show veya eğlence aracı haline getirilebiliyor televizyonda.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
çok güzel ve farkındalık yaratan bir eser
Eserde matbaa ve telgrafın insan hayatında meydana getirdiği değişiklikler ele alındıktan sonra televizyonun ABD’deki uygulamasından hareketle insan yaşamını nasıl etkilediği mukayeseli bir şekilde ele alınmıştır. Eser distopya örneklerinin en başarılarından George Orwell’ın 1984 ve Hayvan Çiftliği ve Aldaus Huxley’in Cesur Yeni Dünya adlı eserlerindeki öngörüleri değerlendirerek televizyon bağlamında Huxley’in kehanetinin gerçekleştiğini ve bunun Orwell’ın kehanetinden daha tehlikeli ve ürkütücü olduğunu ortaya koymuştur. Beynin fonksiyonlarının iğdiş edildiği televizyon kültürünün eğlence olduğundan hareketle hayat = eğlence denkleminin verili düzen bakımından pek sorgulanmasa da gerçek bir sorun olduğuna dikkat çekilmektedir. Eğlenceyi hedefleyen ve insanı ve insanlığı bilmediğimiz bir yöne sevk eden televizyon ve benzeri araçların niteliğinin anlaşılması bakımından eser, ziyadesiyle açık ve anlaşılır tercümesiyle okunmayı hak etmektedir.
İletişim öğrencileri için güzel bir kitap.
televizyonun zararlarının anlaşıldığı ilk zamanlar yazılmış olduğunu düşündüğüm ve televizyona yerinde ve eleştirel bir bakışla karşı çıkılıyor. düşünün din gibi bir mevzu bile bir show veya eğlence aracı haline getirilebiliyor televizyonda.
böyle çalışmalara ihtiyacımız var.. daha doğrusu okumaya ihtiyacımız var..