"Lanetin kalbi hâlâ aşk soluyor." "Ne arıyorsam?.. Öyle çok şey arıyordum ki, önce hangisini düşüncelerimin birinci sırasına yerleştirmeliydim? İlkin'i tabii. Ama bu günlükte olamazdı İlkin. İlkin olmazdı, ama onun aradığı şey olabilirdi. Bu ıssız kalmış günlük bana, İlkin'i getirebilirdi. Kökleri belli korkularımdan kurtulup mutluluk içinde kızıma dönebilirdim. Bir günlükle, hem de Mehmet Rifat'a ait bir günlükle kardeşimin bulunduğu yere giden yollar önümde açılabilirdi kolaylıkla. Ya da belki mutluluk çığlıkları getirmezdi günlük bana. Hattat'a göre anlamlı olan duyguları ve hayatı, bana göre de anlamlı olurdu, ama İlkin'i bulmakla ilgili bir anlam taşımazdı. Yine bilinenlerin ucunun dahi görünmediği kara bir delikle kalakalırdım. Buna karşın, belirli bir istek oluştu içimde. Günlükte yazılanları kelimesi kelimesine açığa çıkarmak, yine Mehmet Rifat, yine onunla Teodora'sı ve Teodora'nın açlığıyla içli dışlı olmak, yine günleri geceleri ölülere seferber etmek..." Ayşe Cemile yayınlanan bu ilk romanında; bir söylentinin ucuna yapışarak geldiği kasabada, beklenmedik olaylar yaşayan Hayal adındaki bir kadının arayış öyküsünü anlatıyor. Kardeşini bulmak umuduyla geldiği kasaba, zamanla onu içine çekiyor. Zağfiran'da Kırık Beyaz Zamanlar, yitip giden ideallerin ardından yıkıntıya uğrayan yaşamları ve o yaşamların yazgısını anlatan bir roman......
bu kitapla ilgili okuduğum bir yazıdan etkilenerek almıştım kitabı. tanıtımda kasabada ilginç olaylar yaşandığını ve sürpriz bir sonla bittiğini yazıyordu.gerçekten de öyleydi. ancak çok fazla sıkıldığımı itiraf etmeliyim. özellikle diyaloglar çok gerçek dışı. sırf benzetme yapmak uğruna diyaloglar harcanmış. örneğin ( böyle bir şey kitapta yok ama) yerde yatan kanlı birini görseniz bunu bir başkasına anlatırken ” kömür karası gözleri olan adam yerde yatıyordu” demezsini.bu tip şeyler çok var kitapda. küçük yaver hiç kendinden beklenmedik laflar ediyor. kasabadaki halk sanki küçük bir kasabada yaşayan insanlar değilde bir tiyatrocuymuşcasına konuşuyorlar.
Ayşe Cemile yayınlanan bu ilk romanında; bir söylentinin ucuna yapışarak geldiği kasabada (Safranbolu), beklenmedik olaylar yaşayan Hayal adındaki bir kadının arayış öyküsünü anlatıyor. Kardeşini bulmak umuduyla geldiği kasaba, zamanla onu içine çekiyor. Zağfiran’da Kırık Beyaz Zamanlar, yitip giden ideallerin ardından yıkıntıya uğrayan yaşamları ve o yaşamların yazgısını anlatan bir roman. Sürükleyici ve Safranbolu hakkında birçok bilgi var…
Kitap Yorumları - (2 Yorum)
bu kitapla ilgili okuduğum bir yazıdan etkilenerek almıştım kitabı. tanıtımda kasabada ilginç olaylar yaşandığını ve sürpriz bir sonla bittiğini yazıyordu.gerçekten de öyleydi. ancak çok fazla sıkıldığımı itiraf etmeliyim. özellikle diyaloglar çok gerçek dışı. sırf benzetme yapmak uğruna diyaloglar harcanmış. örneğin ( böyle bir şey kitapta yok ama) yerde yatan kanlı birini görseniz bunu bir başkasına anlatırken ” kömür karası gözleri olan adam yerde yatıyordu” demezsini.bu tip şeyler çok var kitapda. küçük yaver hiç kendinden beklenmedik laflar ediyor. kasabadaki halk sanki küçük bir kasabada yaşayan insanlar değilde bir tiyatrocuymuşcasına konuşuyorlar.
Ayşe Cemile yayınlanan bu ilk romanında; bir söylentinin ucuna yapışarak geldiği kasabada (Safranbolu), beklenmedik olaylar yaşayan Hayal adındaki bir kadının arayış öyküsünü anlatıyor. Kardeşini bulmak umuduyla geldiği kasaba, zamanla onu içine çekiyor. Zağfiran’da Kırık Beyaz Zamanlar, yitip giden ideallerin ardından yıkıntıya uğrayan yaşamları ve o yaşamların yazgısını anlatan bir roman. Sürükleyici ve Safranbolu hakkında birçok bilgi var…