İç savaşın patlak vermesi üzerine Çin’i terk etmeye çalışan dört yolcu, bir uçakla Tibet sınırları içinde, kimselerin bilmediği dağlık bir bölgeye kaçırılır. Şans eseri, gizemli bir Çinli tarafından bulunup efsanevî manastır Şangri-La’ya götürülürler. Dağlarla çevrili bu ıssız bölgeye neden, nasıl getirildiklerini bir türlü anlayamayan yolcular kurtulacakları günü beklerken, zamanla, çevrelerini saran güzellikten ve manastırın onları ele geçiren dingin ve ulvî havasından etkilenmekten kendilerini alamaz ve önceki yaşamlarıyla derin bir hesaplaşmaya girişirler. Ancak çok geçmeden kaçırılışlarının ve manastırın ardındaki sır perdesi aralanacaktır.Belki de burada, Şangri-La manastırında, kaderleriyle birlikte cennetin anlamını da keşfedeceklerdir; o cenneti pek kısa bir sürede kaybetmek pahasına da olsa...James Hilton’dan, 20. yüzyılın kült romanlarından biri ve o günden bu güne sayısız hayalperestin ruh dünyasını süsleyen Şangri-La manastırının hikâyesi.
Uzun zamandır okumak istediğim bir kitaptı. Fakat umduğumu bulamadım. Kitabın gelişme kısmı çok uzunken asıl anlatılması gereken konu çok kısa kalmış. Sonuysa muallakta kalmış. Keşke yazar biraz daha anlatsaymış gelişen olayları. Ama yazılan tarihe göre güzel bir kitaptı.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
ÇOK GÜZEL HARİKA BU KİTABI VEDAT MİLÖR’ÜN YAZISINDA GÖRMÜŞTÜM BU KİTAPTAN BAHSEDİYORDU GERÇEKTEN ÇOK GÜZEL TAVSİYE EDERİM
merak duygusunu hep canlı tutan müthiş bir eser
Uzun zamandır okumak istediğim bir kitaptı. Fakat umduğumu bulamadım. Kitabın gelişme kısmı çok uzunken asıl anlatılması gereken konu çok kısa kalmış. Sonuysa muallakta kalmış. Keşke yazar biraz daha anlatsaymış gelişen olayları. Ama yazılan tarihe göre güzel bir kitaptı.
Şuana kadar okuduğum en iyi arayış romanlarındandı. Çok arkada kalmış ve yeteri kadar değer görmemiş bir kitap olduğunu düşünüyorum.
etkileyici ve sürükleyici bir kitap ama açıkcası sonu beni pek etkileyemedi