2019’da sinemaya uyarlanan Trenle Seyahatin Avantajları insanların karanlıkta kalan yanları hakkında, ironi ile gerilimi buluşturan, gerçekliğin sınırlarını zorlayan bir delilik öyküsü anlatıyor.Kocasını akıl hastanesine yatırmak zorunda kalan Helga, trenle eve dönerken hastanede psikiyatrist olan bir doktorla karşılaşır. Helga, psikiyatristin akıl hastalarıyla ilgili hazırladığı dosyayı okumaya başladıktan sonra romanda da yepyeni “deli dolu” bir sayfa açılmış olur. Bu kısa ama entrikalı romanda çeşitli kahramanların anlatıları iç içe geçerek okurun çözmeye çalışacağı gizemli bir bulmaca meydana getiriyor. Çok katmanlı bir roman olan Trenle Seyahatin Avantajları, İspanyol yazar Orejudo’nun ödüllü eserlerinden biri. “Ortadan kaybolduğumuzda geride bıraktığımız tek şey bir avuç kelimedir. Ama kelimeler ayrı şey, gerçek apayrı şey. Bazen kesişirler ve bazen de kesişmezler.”
Kitap katmanlarından neyin çıkacağı belli olmayan matruşka bebekler gibi iç içe geçmiş olaylardan oluşuyor. Yer yer nefes kesici, ürkütücü, kafa karıştırıcı, heyecan verici, garip, enteresaaan ve bir çok şey..
Kocasını akıl hastanesine bırakıp evine dönmek için trene binen bir kadın ve lacivert takım elbise giymiş, dizlerinin üzerine kırmızı bir dosta tutan adamın son derece garip olan ‘Size hayatımı anlatmamı ister misiniz?’ sorusu..
Gayet normal bir öykü gibi başlayan yapısının içinden sürprizlerle dolu şaşırtıcı bir örgü doğuyor. Deliliğin, bireyin sosyal yabancılaşma karşısındaki sığınağı olduğu düşüncesi süregelse sanırım ki günümüz modern toplumunda ‘normal’ kişilerle karşılaşma olasılığı hayli küçülürdü.Belki de küçülmüştür ve hepimiz bir deliyizdir. Kim bilir?
Kitap bittiğinde ise insan yoksa bu da benim sanrılara kapılıp gördüğüm bir halüsinasyon mu diye düşünmekten kendini alamıyor.Farklı bir okuma deneyimi yaşamak açısından gayet keyifli bir roman.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Kitap katmanlarından neyin çıkacağı belli olmayan matruşka bebekler gibi iç içe geçmiş olaylardan oluşuyor. Yer yer nefes kesici, ürkütücü, kafa karıştırıcı, heyecan verici, garip, enteresaaan ve bir çok şey..
Kocasını akıl hastanesine bırakıp evine dönmek için trene binen bir kadın ve lacivert takım elbise giymiş, dizlerinin üzerine kırmızı bir dosta tutan adamın son derece garip olan ‘Size hayatımı anlatmamı ister misiniz?’ sorusu..
Gayet normal bir öykü gibi başlayan yapısının içinden sürprizlerle dolu şaşırtıcı bir örgü doğuyor. Deliliğin, bireyin sosyal yabancılaşma karşısındaki sığınağı olduğu düşüncesi süregelse sanırım ki günümüz modern toplumunda ‘normal’ kişilerle karşılaşma olasılığı hayli küçülürdü.Belki de küçülmüştür ve hepimiz bir deliyizdir. Kim bilir?
Kitap bittiğinde ise insan yoksa bu da benim sanrılara kapılıp gördüğüm bir halüsinasyon mu diye düşünmekten kendini alamıyor.Farklı bir okuma deneyimi yaşamak açısından gayet keyifli bir roman.
oldukça tuhaf bir kitap ama bana hitab etmedi, 16 yaşımda okusaydım en sevdiğim kitap olabilirdi.
inanılmaz enteresan bir kitaptı..
son dönemde latin amerika’dan çıkan, özellikle psikolojik gerilim türünün önemli işlerinden biri.
psikoloji sevenlere harika bir kitap