“Babam evimizin samanlığında benim için bir atölye yapmadan çok önce orada pinpon masası vardı. Birlikte oynamayı çok severdik. Ben ergendim, o altmışlarındaydı. Aşağı yukarı denk oyunculardık; bazı günler ben kazanırdım, bazı günler de o. Ama maçın sonucunun bir önemi yoktu, bizi oynamaya sevk eden başka bir şeydi: Esas arzumuz şansı ne kadar zorlayabileceğimizi görmek ve alıp verme oyununu bir lütufa çevirmekti. Elbette nadiren böyle oluyordu ama ara sıra oluyordu ve o zamanlarda her şey yerli yerine oturuyordu. Ritim, hareket ve jestler, zamanlama, hepsi tek bir edimin birliğinde toplanıyordu. “İkimiz de çizimleri pinpon oynadığımızdaki aynı sevinçle ve umutla karşılardık.” —Yves Berger
Kitap Yorumları - (2 Yorum)
Uzun zamandir merak ettiğim kisa güzel bir kitap…
Kısa keyiflik bir kitap. Çok samimi, sohbete dahil oluyorsunuz. Tavsiye ederim.