"Kıyı göründü" nidaları akılcılık, deneycilik, pozitivizm, bilimcilik, idealizm, spiritüalizm, nasyanlizm gibi serap kıyılarda boş semalarda aksetmiş ama büyük hayal kırıklıkları ardarda gelmişti. Nereye demirleyecekti artık insanoğlu gemiyi? Kim garanti verecekti bu kıyının salim ve kalıcı olduğuna? Ve "salim" bir kıyı var mıydı sahiden de? Buzlu camlar ardından kendi yüzünü arayan Batılı insan, aklın bu umutsuz seyahatinde demirleyebileceği bir kıyıyı bulamadı belki ama gemide yaşanlar için metafizik göndermeleri içeriye sevkedecek bir tutkal bulmuştu. Bu tutkal hem bir metafizik asabiyye ihtiyacını karşılayacak hem de "dışarıya karşı" toplumu zinde tutucu bir coşkuyu barındıracaktı. Bunun adı, milliyetçilikti. Milliyetçilik, sosyal bilimlerin kör noktası olmaya devam ediyor. Gerek teori öncesi aşamada, gerekse sonrasında Sosyal bilimlerin felsefi sınırlarını zorlayan örneklerle karşısına çıktı milliyetçilik ve bukalemun vasfıyla da, birçok makro-teoriyi çıkmaza soktu. Onun hem yeryüzü ölçeğinde evrensellik kazanmış olması, hem de her ülkede evrenselliğe meydan okuyan bir çerçeve çizmiş olması, sosyal bilimcilerin işlerini kökünden zorlaştıran bir boyut içeriyor.
J. Habermas’dan Büşra Ersanlı hocaya farklı disiplinlerden uzmanların konuyla ilgili makalelerinden bir seçki yapılmış. Mustafa Armağan hocanın hem derleyici olarak hem de yazısının bulunması referans olmuştu doğrusu..
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
J. Habermas’dan Büşra Ersanlı hocaya farklı disiplinlerden uzmanların konuyla ilgili makalelerinden bir seçki yapılmış. Mustafa Armağan hocanın hem derleyici olarak hem de yazısının bulunması referans olmuştu doğrusu..
Akademik bir kitap havası taşımaya çalışmış lakin siyasetle ilgilenen kesim dışındakileri sıkacak bir kitap..
basit bir derleme, malesef ideolojik kayfilarla derlenmis..
Çok akıcı olduğunu söyleyemem.
Derleme bir kitap. Milliyetçilik üzerine araştırmalar için yeterli değil ama güzel yazılar var içerisinde.