Yemek yemek de başlı başına kültür, bir yaşam biçim aslında. Hani "Bana ne yediğini söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim" denecek kadar belirgin farklılıklar var her toplumun yemek kültüründe. İnsanoğlu var olmaya başladığından itibaren doğada gördüğü her canlıyı nasıl yiyeceğe dönüştürebileceğinin hesabını yapmış sanki. Doğal olan her şeyin ilk haliyle yenmesi mümkün değil muhakkak, hatta öldürücü zehirler taşıyanı bile var. İlk yenmeye başlayan bal mesela, düşünün kaç kişi telef oldu o balı almak için arıdan korunmayı öğrenene kadar. Zehirli bitkiler zehirlerinden arındırıp yemenin yolunu bulmak için insanoğlunun gösterdiği inat da olasılıkla büyük zaiyata sebep oldu. Ama sonuçta, binbir ol deneyerek, her kültür bugünkü zengin yemek yeme alışkanlıklarını yarattı. Şimdi bütün dünyada birbirinden lezzetli, zengin yemek kültürleri var, ama kaynaklar artık o kadar zengin değil, bu da bizim açgözlülüğümüzün bir sonucu.Latif Demirci'nin çizgileriyle zenginleştirdiği Tarih Boyunca Yemek Kültürü bizi belli başlı bütün yemek kültürleri konusunda bilgilendirirken eğlendiriyor da. İştahımızı açtığı da ayrı bir konu tabiî.
Murat Belge’nin farklı yazılarının derlemesiyle oluşan, ilk bölümden sonra biraz akıcılığını yitiren fakat genelde konu hakkında eğlenceli kalan bir çalışma.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Yemekseverler için başuçu kitabı
Yemek kültürü üzerine hazırlanmış doyurucu bir kitap. Titiz bir çalışmanın ürünü.
Murat Belge’nin farklı yazılarının derlemesiyle oluşan, ilk bölümden sonra biraz akıcılığını yitiren fakat genelde konu hakkında eğlenceli kalan bir çalışma.
kitabın adı içeriğini yansıtmıyor. daha çok yazarın yemekle kişisel macerası gibi bir durum söz konusu. tarihsel anlamda bir derinlik söz konusu değil
mutfak ve yemeğe meraklı herkesin başucunda bulundurması gereken muhteşem bir kaynak.