Varsıllığını yok edecek bir uygarlık;birikimlerini kül edecek bir sanat;beden için çalışacak bir ruhvedili bozguna uğratacak bir şair.Antonin Artaud.Bir patlama.
Artaud çok farklı bi kişilik. Bunu bu incecik kitapta bile anlayabiliyorsunuz. Deliliğin ve zekanın güzel, harmalanmış hali diyebilirim Artaud için. Varlık yoktur ona göre. Siyasileri yerer ve yerin dibine sokar ve bunu o kadar zekice ve delice yapar ki şahsen ben bu mizahına hayran kaldım. Akıl hastanesinde yatmış olmasının etkisiyle belki deliliğini gizlemiyor kitapta. Çok beğendim. Tavsiye ederim. Bir delinin hayatını okumak için ideal gece yarısı kitabı…
Antonin Artaud’un Tanrı Yargısının İşini bitirmek için adlı kitabı okuduğumda ilk olarak şunu anımsadım:”Filozof ve ozan olmak için deli olmak gerekir”.Başka bir dünyasi var O’nun.Sözlerini ve sıradişi uslubunu anlaşilmaz kılan işte O’nun bu çetrefilli dünyasidir diye düşünüyorum.Varliği şiddetle aşağilar,bedeni binbir türlü mikroba bulamiş toplumsal güçlerden nefret eder.Onlara adeta öfke kusar.Bu yüzden bedenini yenilemek ister ve bu bedeni patlamaya hazir birakir( Her şeye öyle ayar vermeli ki ramak kalsın patlamaya) Tutuguri KARA Güneş Ayini bu patlamaya bir hazirliktir…Antonin Artaud siradişi kişiliği,olağanüstü soyut zekasiyla beni korkutmayan tam tersine en çok heyecanlandiran isimlerin başında geliyor.O’nu anlamanin tek yolu hayata deli gibi bakabilmekte..Bu delilik övülmeye değer bir deliliktir dostlarim..
Okuduktan sonra; “Şimdi bu kitap bana ne kattı?”diye sorguladığım tek kitaptır. İçerik olarak, düşünce tarzı olarak okurken zorlandığım, karmaşık, net olmayan ve basit bir üslubu var.. Okurken bana zevk vermedi. Bir kitabı yarım bırakmama, sonuna kadar “sabırla” okuma alışkanlığımdan ötürü sonuna kadar okudum fakat ne başında ne ortasında ne de sonunda kayda değer bir şey bulamadım. Yazara saygısızlık etmek istemem, sonuçta okuduğum kitap bir emek ürünü yazarı olsun çevirisini yapan olsun hatta onu okumakla ben bile bir emek sarfettim ama beğendiğim kitaplarda altı çizili olan satır sayısı çoktur, bu kitaba baktığımda ilginç gelen tek cümle “Her şeye öyle bir ayar vermeli ki ramak kalsın patlamaya.” cümlesidir. Kaldı ki bu da tartışmaya açık bir cümle! Bir kitap için bu kadar kötü bir yorumda bulunabileceğimi düşünmezdim ama bu kitabı alacak olanlar bu düşünce tarzında anlatımı ve içeriği daha net olan başka kitaplara yönelsinler. Teşekkürler..
Kitap Yorumları - (4 Yorum)
Artaud çok farklı bi kişilik. Bunu bu incecik kitapta bile anlayabiliyorsunuz. Deliliğin ve zekanın güzel, harmalanmış hali diyebilirim Artaud için. Varlık yoktur ona göre. Siyasileri yerer ve yerin dibine sokar ve bunu o kadar zekice ve delice yapar ki şahsen ben bu mizahına hayran kaldım. Akıl hastanesinde yatmış olmasının etkisiyle belki deliliğini gizlemiyor kitapta. Çok beğendim. Tavsiye ederim. Bir delinin hayatını okumak için ideal gece yarısı kitabı…
farklı bir geceyarısı kitabı. güzel.
Antonin Artaud’un Tanrı Yargısının İşini bitirmek için adlı kitabı okuduğumda ilk olarak şunu anımsadım:”Filozof ve ozan olmak için deli olmak gerekir”.Başka bir dünyasi var O’nun.Sözlerini ve sıradişi uslubunu anlaşilmaz kılan işte O’nun bu çetrefilli dünyasidir diye düşünüyorum.Varliği şiddetle aşağilar,bedeni binbir türlü mikroba bulamiş toplumsal güçlerden nefret eder.Onlara adeta öfke kusar.Bu yüzden bedenini yenilemek ister ve bu bedeni patlamaya hazir birakir( Her şeye öyle ayar vermeli ki ramak kalsın patlamaya) Tutuguri KARA Güneş Ayini bu patlamaya bir hazirliktir…Antonin Artaud siradişi kişiliği,olağanüstü soyut zekasiyla beni korkutmayan tam tersine en çok heyecanlandiran isimlerin başında geliyor.O’nu anlamanin tek yolu hayata deli gibi bakabilmekte..Bu delilik övülmeye değer bir deliliktir dostlarim..
Okuduktan sonra; “Şimdi bu kitap bana ne kattı?”diye sorguladığım tek kitaptır. İçerik olarak, düşünce tarzı olarak okurken zorlandığım, karmaşık, net olmayan ve basit bir üslubu var.. Okurken bana zevk vermedi. Bir kitabı yarım bırakmama, sonuna kadar “sabırla” okuma alışkanlığımdan ötürü sonuna kadar okudum fakat ne başında ne ortasında ne de sonunda kayda değer bir şey bulamadım. Yazara saygısızlık etmek istemem, sonuçta okuduğum kitap bir emek ürünü yazarı olsun çevirisini yapan olsun hatta onu okumakla ben bile bir emek sarfettim ama beğendiğim kitaplarda altı çizili olan satır sayısı çoktur, bu kitaba baktığımda ilginç gelen tek cümle “Her şeye öyle bir ayar vermeli ki ramak kalsın patlamaya.” cümlesidir. Kaldı ki bu da tartışmaya açık bir cümle! Bir kitap için bu kadar kötü bir yorumda bulunabileceğimi düşünmezdim ama bu kitabı alacak olanlar bu düşünce tarzında anlatımı ve içeriği daha net olan başka kitaplara yönelsinler. Teşekkürler..