İslam’ın erken döneminde toplum, yaşadığı iç savaşlar sonucu Haricilik, Şia ve Ehl-i Sünnet olarak siyasi-teolojik bağlamda üç fırkaya/hizbe/mezhebe bölünmüştür. Muâviye’nin başkaldırısı ve sonunda zaferiyle sonuçlanan süreç, saltanat ideolojisiyle toplumu zorla hâkimiyet altına almıştır. Daha sonra dine yaklaşımda dinin kaynağının “neler” olması hususunda Ehl-i Sünnet “Dirayet Ehli/Rey Ehli” ve “Rivayet/Hadis/Eser Ehli ve Sünnet Ehli” olarak ikiye bölünmüştür. Birinci grup, kaynak olarak Kur’an, hadis ve insan aklını/vicdanını (istihsan, mesalih-i mürsele, örf) kaynak olarak kabul ederken; ikinci grup, sadece Kur’an ve hadisleri kaynak olarak kabul etmiştir...Bu kitapta toplanan makaleler, Sünnîliğin teolojik-politik gövdesine ve bu gövdeden çıkan bazı sonuçlara yöneltilmiş eleştirileri içermektedir.
Mezhepler bir gereklilik mi yoksa sapma mı? Bu sorgulamayı Kuran temelinde yapmak ve kendi Sünni geleneğini anlama çabasında olanların okuması gereken bir kitap.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Mezhepler bir gereklilik mi yoksa sapma mı? Bu sorgulamayı Kuran temelinde yapmak ve kendi Sünni geleneğini anlama çabasında olanların okuması gereken bir kitap.
Rahatınızı kaçıracak bir kitap
Günümüz müslümanların siyasi ve dini anlayışlarını eleştiren bakış açısıyla ele almış bazı konularda çarpıcı tespitler içeren bir çalışma.
Her yerde bulabileceğiniz şeyler var içinde, tavsiye etmem.
Ehli sünnete yöneltilen eleştirileri bilmek için okunması gereken bir kitap