Gerger kitabın Önsözünde şunları söylüyor: “Osmanlı Devleti’nin 2. Pâdişahı olan Sultan Orhan Gâzî, beyaz çehreli, çatık kaşlı, top sakallı, uzun boylu, geniş göğüslü, güzel yüzlü, heybetli, vakur, kuvvetli ve değerli bir zât idi. Sultan Orhan Gâzî hakim ve halîm idi. Otuz (30) yıllık Saltanat (Padişahlık) zamanında, meydana gelen olayların hiç biri yoktur ki, zorbalık (zulüm) türünden sayılıp da değerlendirilmiş olsun. Merhameti, zamanının terbiyesinden elde edilebilecek derecelerden bin kat üstün idi.Halka şiddetle muamele şöyle dursun, Gazâya canlarını vakfeden Askerlerini, kendilerinden fazla korurdu. Birkaç kişinin hayatını, bir memleketten kıymetli tutardı. Bir Kalenin senelerce korunmasını, birkaç yüz Askerin ölümüyle ele geçirilmesine tercih ederdi. Siyasi maharette (ustalıkta) Allah’ın özel bir hediyesine sahipti. Daima harp (savaş) ile vakit geçirmediği, Karesioğulları’ndan başka İslâm topraklarında hiçbir yere taarruz etmediği halde babasından aldığı üç yüz bin (300.000) kadar halkın sayısını, üç milyon (3000000) kişiye ulaştırdı. Sultan Osman zamanında savaşan Askerin (Ordunun) sayısı üç bin (3000) kişiyi geçmemişken, Sultan Orhan zamanında bu sayı otuz iki bini (32.000’i) aştı. Adaletin uygulanmasında tam bir muvaffakiyete sahip idi. Halkı itaat ettirmekte, insaflı şöhreti ve hakkaniyetini, şecaat (yiğitlik) kılıcıyla ortak etti. Yalnız İslam mülkünde (topraklarında) değil, Hıristiyan mülkleri (toprakları) içinde de Sultan Orhan’ın Devlet İdaresini, kendi ırklarından, kendi milletlerinden olan Hânedanların itaatine tercih ederek, kendi istekleriyle Osmanlıların tabiiyetine girmiş Şehirler, Eyâletler bulunurdu. Sultan Orhan, adâlet, yiğitlik, hikmet ve siyasetine karşılık gelecek bir büyük fazileti de Devletlerarası muamelelerde (iş ve ilişkilerde) olağanüstü (fevkalade) ustalığı idi. Anadolu’daki “İslâm Hükûmetleri” arasında bir denge meydana getirerek, onları birbirinin mânevi mukavemeti ile sükûnet (barış) içinde tutmak ve o sayede asrın kabiliyetlerinin artmasını sağlayıp bundan faydalanmayı kendi milletine mahsus kılmak o zamanlarda değil, şimdiki asır eğitiminde meydana getirilmiş olsa yine dünyada bulunan siyaset dehalarını hayran edecek bir başarı olarak kabul edilir. Öldüğü sırada yaşı 81 idi. Mübarek naaşı, Bursa’da inşa ettirmiş olduğu Türbeye defnolundu.”Dört ana bölümden oluşan kitabın Birinci Bölümünde: “Orhan Gâzî kimdir?/ Osmanlı Devleti/ 1. Orhan Gâzî’nin Hayatı/ Orhan Gâzî’nin Fetihleri../ Orhan Gâzî Zamanında Sınırların Düzeltilmesi../ Osmanlı Saltanatı/ Rumeli’ye Geçiş../ Gâzî Süleyman Paşa/ Sultan Orhan Gâzî/ Orhan Gâzî’nin Osmanlı Tahtına Çıkması../ Aydos Hisarı’nın Fethi../ İzmit’in Fethi/ Sultan Orhan Gâzî ve “Yeniçeri Ocağı’nın Kuruluşu/ Orhan Gâzî, Süleyman Paşa ve İznik’in Fethi/ Sultan Orhan Gâzî’nin Rum (Bizans) İmparatorluğu ile Birinci Barış Antlaşması/ Orhan Gâzî ve Karesi Oğulları Topraklarının Osmanlı Devleti’ne Katılması/ Anahor’un Fethi../ Orhan Gâzî, Şehzâde Süleyman Paşa ve Rumeli’nin Fethi/ Şehzâde Süleyman Paşa’nın Son Günleri ve Vefatı/ Osmanlı Pâdişahı Sultan Orhan Gâzî’nin Hayatı, Şahsiyeti, Devlet İdaresi ve Vefatı/ Sultan Orhan Gâzî Devrinde Askerî ve İlmî Hayat/ İkinci Bölümde: Osman Gâzî hakkında Edebiyatçıların yazdığı Şiirlere yer verilmekte, Üçüncü Bölümde: Osmanlı Devleti üzerine Tarihçi, Mütefekkir, Başyazar Ziyad Ebüzziya ile bir Mülakat (Röportaj), Dördüncü ve son Bölümde ise Osman Gâzî’ ve Bursa’ya dair Fotoğraflar yer almaktadır.Araştırmacı-Yazar M. Emin Gerger’in, Orhan Gâzî” adlı 80. kitabı, Osmanlı Devleti’nin ikinci Pâdişahı Orhan Gâzî’yi ve Osmanlı Devleti’ni daha yakından ve doğru olarak tanımak isteyen herkesin mutlaka okuması gerekli önemli bir başucu kitabı durumunda..
Kitap Yorumları - (0 Yorum)