“Baba, dünyanın resmini bedenimin üzerine yapsana.”Bir Güney Dakota Kızılderili türküsünde böyle söyleniyor. Dövme, böyle bir arzudan doğar. Soyut yada figüratif, yazılı ya da görsel binbir çeşidiyle dövme, tamamı beden üzerine resmedilemeyecekdünyanın, ikonik ya da sembolik küçük bir temsilcisiyle ikame edilişidir. Bu yüzden, belki dünyanın değil ama dünyayla insanın kurduğu ilişkinin resmidir o. Ahmet Berk Duman, bu çalışmasında,dövmenin sembolik anlam üretme aracı oluşuna sinemadan örnekler veriyor; dövmenin filmlerdebazı karakterleri suçlu olarak damgalamanın bir yöntemi olarak kullanılmasına odaklanıyor. Sinemasanatı, insan ve onun dünyasının kurgusal temsillerini üretir. Bu temsili dünyada beden, biçimlenmişiçeriktir; alın kemiğinden bağımsız bir zekâ, göz çukurundan ayrı bir keder, burun ve çene kemiğindeifade bulmamış bir kibir imkânsızdır; alçaklık, yumuşak ve tombul ellidir, gurur, geniş omuzludur,dalkavukluk, her zaman kısa kalın bacaklarla yürür. Dövme de gerek sanat gerekse popüler kültürdealın kemiği, göz çukuru, geniş omuz ya da kısa bacak gibi, bedene ve bedenin sahibine ilişkin kurgusaltemsiller için elverişli bir dramatik unsurdur. Bu sebeple, dövmenin Ahmet Berk Duman rehberliğindetakip ettiğimiz sinemasal seyrini, insanın insanla ilişkisinin bir seyri olarak da okumak mümkün.Nitekim, konusunu ciddiye alan her araştırmacı gibi, dövme olgusunu yabanıl toplulukların mistik vetotemik inançlarından modern bireylerin kimlik ve varoluş sorununa dek uzanan kendi tarihsel vekültürel gelişimi içinde ele almayı da ihmal etmemiş olması bunun bir işareti sayılmalıdır.Göksel Aymaz


Kitap Yorumları - (2 Yorum)
Ahmet Berk Duman’ın kaleminden sinemada dövmenin suçlu karakterler üzerindeki yerinin örneklerle oldukça geniş bir şekilde anlatıldığı nadir ve son derece başarılı bir çalışma. Şiddetle tavsiye edilir.
Böyle bir eser için teşekkür etmemiz gerek