Bugün bütün dünyayı çepeçevre sarmış simülasyon evreni (yeni İletişim teknolojileri ve sanal dünya ile birlikte) sayesinde yaşadığına dair yalanlar söylemeye devam etse de modern dünya çoktan ölmüştür. Onun için Silenos’un kehanetinin gerçekleştiğine şahit olunmaktadır. Üstelik uzun süredir yarattığı gerçeklik yanılsaması içinde çırpınıp durmaktadır ve bu haliyle hakikate dair söyleyeceği hiçbir şey yoktur. Belki de artık olup bitenleri, bunların nedenlerini anlamaya çalışmak en doğrusu. Özellikle modern dünyayı taklit etmeye çalışan ‘öteki’ dünyanın ve hâlâ onun ölümüne ağıt yakmakla meşgul öteki dünyanın entelektüellerinin belki de yapması gereken tek şey, olabildiğince hızlı bir biçimde, bu ölümün dünyayı beraberinde nereye doğru sürüklediğini sorgulamaktır.