Gece tehlikelidir, gece sokakları mesken edinenler ise daha da tehlikelidir. Yanınızdan geçen insandan korkarsınız. Ya sarhoşsa, ya haplanmışsa, ya katilse diye geçirirsiniz içinizden. Ama gündüz öyle değil! Gündüz sokakta yürürken başına hiçbir şey gelmeyeceğini düşünür insan. Bence bu büyük bir yanılgı! Manyağın biri elinde tuttuğu bıçakla onlarca insanın içinde boğazınızı kesip öldürebilir sizi mesela. Ya da karşınızdan size doğru gelen çok güzel bir kadın çantasından çıkardığı silahı kafanıza doğrultup tetiği çekebilir. Gündüz geceden daha güvenli değil. Bu şehirde sokaklar her zaman tehlikelidir... Ya aldatılmışsam?Yok lan olur mu öyle şey?Olmaz deme, herkes herkesi aldatır...Saçma sapan düşünme, biri çocukluk arkadaşım biri beni seven kız.Salaksın sen, biraz mantıklı ol. Kimseye güvenme!...Hayır hayır, ikisine de güveniyorum.Güvenmek mi? Hep en sevdiklerin aldatmadı mı seni? En sevdiğin insanlar tarafından ihanete uğramadın mı? Zaten bir insana annesi ihanet ediyorsa herkes ihanet eder... “Şehrin Sancısı” kalabalıkların içerisine sıkışmış, çevresiyle, sistemle, insanlarla ve en çok da kendisiyle anlaşamayan, hayata başkaldırmış uyumsuz insanların romanı...
Karakter o kadar gerçekçi ki okurken empati kurmamak mümkün değil. Bireyin varoluş sancısı ve kalabalık şehrin içinde (üstelik karakterin de adı Şehir) ayakta kalmaya çalışmasına tanık oluyoruz. Yazarın dili, sokağı anlatımı, özellikle Balat semtini öyle bir tarif ediyor ki adeta o semtte dolanıyormuş gibi hissediyorsunuz. Her şeyiyle çok gerçekçi ve tam bir roman. Bir gün değeri umarım bilinir.
ah aysel aaah 🙂 argo konuşmalar olmasaymış daha iyi olurmuş dediğim bir kitap ama sürükleyiciliğine laf yok hikaye ve anlatım çok akıcı sıkılmadan bir solukta bitirilebilir.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
tesadüfen almıştım, pek sarmadı ama güzel
Karakter o kadar gerçekçi ki okurken empati kurmamak mümkün değil. Bireyin varoluş sancısı ve kalabalık şehrin içinde (üstelik karakterin de adı Şehir) ayakta kalmaya çalışmasına tanık oluyoruz. Yazarın dili, sokağı anlatımı, özellikle Balat semtini öyle bir tarif ediyor ki adeta o semtte dolanıyormuş gibi hissediyorsunuz. Her şeyiyle çok gerçekçi ve tam bir roman. Bir gün değeri umarım bilinir.
ah aysel aaah 🙂 argo konuşmalar olmasaymış daha iyi olurmuş dediğim bir kitap ama sürükleyiciliğine laf yok hikaye ve anlatım çok akıcı sıkılmadan bir solukta bitirilebilir.
Rahatsız edici argo kullanımı dışında sürükleyici bir roman…
güzel kitap tek eksisi biraz küfür kullanılmış olması.