Ünlü sovyet yazarı Konstantin Simonov, ilk kez 1973 Eylül'ünde Moskova'da yayımlanan "Savaşsız 20 Gün" adıl bu romanında, cepheden cepheye dolaşan, ön hatlara kadar giderek İkinci Dünya Savaşı'nı izleyen savaş muhabiri Lopatin'in notları çerçevesinde insanlığın en büyük belasından, savaştan duyulan korkuyu yansıtır. Savaş bir yandan cephede sürerken öte yandan Lopatin'in bir görevle gittiği ve savaşsız yirmi gün yaşadığı Taşkent'te, daha gelenellersek bütün cephe gerisinde, siviller kesiminde de sürmektedir. Ortak korku karşısında insanların dayanışması, yepyeni bir anlam kazanmaktadır. Simonov'un bu eserinin ilgiyle karşılanacağına inanıyoruz.
Bu eserinde Simonov, savaşın öbür yüzünü, yani cephe gerisini işlemiş.Yarattığı psikolojik yıkımlar,korkular,açlık, yaşamda yarattığı belirsizlikler çarpıcı bir şekilde işlenmiş.Savaş hakkında yazılan eserler arasında iyi bir yeri hak ediyor.Okunmaya değer…
savaşın içinde bir adamın, savaşın gerisinde geçirdiği günleri anlatan bir kitap. cephede her ne kadar kan, silah, vahşet varsa, cephenin gerisinde de bir o kadar, aşk, sevgi, insanca duygular var.
Kitap Yorumları - (4 Yorum)
Savaş muhabiri lopatin in ikinci dünya savaşındaki gözlemi
Savaş muhabiri yazarın kendisi onun için birinci elden bilgiler var mutlaka okunmalı.
Bu eserinde Simonov, savaşın öbür yüzünü, yani cephe gerisini işlemiş.Yarattığı psikolojik yıkımlar,korkular,açlık, yaşamda yarattığı belirsizlikler çarpıcı bir şekilde işlenmiş.Savaş hakkında yazılan eserler arasında iyi bir yeri hak ediyor.Okunmaya değer…
savaşın içinde bir adamın, savaşın gerisinde geçirdiği günleri anlatan bir kitap. cephede her ne kadar kan, silah, vahşet varsa, cephenin gerisinde de bir o kadar, aşk, sevgi, insanca duygular var.