Rus şiiri... Tıpkı diğer dillerde varolan şiirler gibi kâşiflerini bekleyen sonsuz gizemli diyar. Bunu keşfetmek çeviri ve çevirmen ile mümkündür. Keşif yolu da zordur. Karşımıza yeni imgeler, renkler, sesler, kokular, kâfiyeler çıkacak. Bunlar da bizi rutini sorgulamaya, sınırları zorlamaya çağırıyorlar. Dikkatli okursak, şiirlerde gölgeleri görebiliriz: gündelik hayatın, şiirin ve şairin, denizin, geçmişin, dünya kültürünün, dilin kendisinin gölgeleridir bunlar. Bu gölgeler gerçek mi? Gerçeklik nedir ki? Görebildiklerimiz, dokunabildiklerimiz mi gerçek, yoksa... hayalimize, rüyamıza girenler mi? Çiçek mi, koku mu? Deniz mi, rengi mi? Yağmur mu, sesi mi? Bal mı, tadı mı? İkisi de gerçek. Çünkü dilde varlar. Bu kitapta XX. yüzyıl Rus şiirlerinde var olan gölgeler, Rusça ve Türkçe olarak anlatıyor kendilerini ve sizleri gerçekliğin dildeki yansımalarıyla yüzleşmeye davet ediyor.
Sergey Lukyanenko’nun Nöbet serisini okuduğumda veorada geçen şarkıların sözlerine baktığımda çok fazla gölge kelimesinin geçtiğini görmüştüm. Acaba bana harika gelen o kurgu, kendi ülkesi için basit bir yönlendirmeden mi ibaretti. Böyle düşündükten 4 ay sonra bu kitap çıktı. Şiirlere hiç dikkat etmediğimi farkettim ve sepete attım
Farklı çevirmenler tarafından çevrilmiş şiirler bulunmakta. Aynı zamanda kitapta şiirde biçimin mi yoksa anlamın mı önemli olduğuna dair güzel önsözler de bulunuyor.
Kitap Yorumları - (2 Yorum)
Sergey Lukyanenko’nun Nöbet serisini okuduğumda veorada geçen şarkıların sözlerine baktığımda çok fazla gölge kelimesinin geçtiğini görmüştüm. Acaba bana harika gelen o kurgu, kendi ülkesi için basit bir yönlendirmeden mi ibaretti. Böyle düşündükten 4 ay sonra bu kitap çıktı. Şiirlere hiç dikkat etmediğimi farkettim ve sepete attım
Farklı çevirmenler tarafından çevrilmiş şiirler bulunmakta. Aynı zamanda kitapta şiirde biçimin mi yoksa anlamın mı önemli olduğuna dair güzel önsözler de bulunuyor.