Gelecek görüsüyle ün salmış bu iki âlim geçmişte bir araya gelmiş olabilir mi? Yeni romanında bu sorudan yola çıkan Sercan Leylek okuyucularını gizem ve macera dolu bir serüvene davet ediyor. Piri Reis Haritasının 500. yılında yazılan roman, Nostradamus’un 500. yıl kehanetlerine de dikkat çekiyor. Bir gemiyi sadece suyun üzerindeki şeyler batırmaz. “Kaptan Alberto’nun timsalini duymadığı mızraklı saldırı, Kara Çingene’de kendisini bekleyen sürprizin yanında ufak bir Ali Cengiz oyunuydu. Çaresiz adam okların ucundaki halatları kesmeye devam ediyordu.” Yazar Sercan Leylek, 2009 yılından bu yana Norveç’te Thomson Reuters firması için çalışıyor. İlk bilim-kurgu romanı olan Cydonia isimli eseri 2012 yılında okuruyla buluşan Sercan Leylek, aynı zamanda Norveç’teki Aftenposten, Dagsavisen ve Utrop gibi gazetelerde şiirlerini ve köşe yazılarını yayınlıyor. Yazarın yabancı dillere ve kültürlere duyduğu merak, Türkçe’nin yanı sıra Norveççe, İngilizce ve İtalyanca eserler üretmesine de yardımcı oluyor.
Ne Piri Reis’in hayatına vakıfım, ne de Nostradamus’un kehanetlerine. Bu yüzden içerik hakkında pek yorum yapamayacağım fakat bir macera kitabı olarak gerçekten sürükleyici idi.Konular, kişiler, zamanlar çok iyi birbirine bağlanmıştı. Zevkle ve merakla okudum. Norveç’te yaşayan yazarın ilk kitabı imiş, belki daha tecrübeli bir yazarın elinde 550 sayfalara ulaşacak kadar zengin bir içeriği vardı. Rahatlıkla uzatılabilirdi, kim bilir belki ilerde bir güncelleme yapılır ve roman yine aynı lezzetli içerikle çok daha uzun bir hale getirilir. Ancak bu haliyle bile okunmaya değer.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Fantastik ögeler barındıran güzel bir kitap.
Keyifle okunabilecek bir bilim kurgu.
Keyifli bir okumalık.
Bilgilendirici merak uyandıran güzel bir kitap
Ne Piri Reis’in hayatına vakıfım, ne de Nostradamus’un kehanetlerine. Bu yüzden içerik hakkında pek yorum yapamayacağım fakat bir macera kitabı olarak gerçekten sürükleyici idi.Konular, kişiler, zamanlar çok iyi birbirine bağlanmıştı. Zevkle ve merakla okudum. Norveç’te yaşayan yazarın ilk kitabı imiş, belki daha tecrübeli bir yazarın elinde 550 sayfalara ulaşacak kadar zengin bir içeriği vardı. Rahatlıkla uzatılabilirdi, kim bilir belki ilerde bir güncelleme yapılır ve roman yine aynı lezzetli içerikle çok daha uzun bir hale getirilir. Ancak bu haliyle bile okunmaya değer.