Fiziki olduğu kadar tarihi, ekonomik ve kültürel bir bütünlük de oluşturan Akdeniz havzasında yaklaşık üç bin yıllık bir seyahat kültürü vardır. Akdeniz, dinler ve dönüşümler çağı olarak da adlandırılan ortaçağda da hacılara, tüccarlara, din adamlarına, askerlere, elçilere, velhasıl toplumun her kesiminden seyyahlara tarihinin hiçbir döneminde kopmamış yol ağları sayesinde geniş iletişim olanakları sunuyordu. Elinizdeki eser, Batı’da Roma’nın; Doğu’da Bizans ve Memluk mirasının Akdeniz’in yeni aktörlerine devredildiği ortaçağın en kritik devrinde imanlı bir Hıristiyan hacı, zengin bir tüccar, soylu bir şövalye ve tesadüfi bir elçi kimlikleriyle Akdeniz’i bir ucundan diğerine kat eden ve söz konusu dönüşüme bizzat tanıklık eden Pero Tafur adlı İspanyol seyyahın Doğu seyahatinin çevirisidir. Tafur seyahati sırasında, sahip olduğu imparatorluk mirasını heba etmiş olan Roma’nın içinde bulunduğu yıkıma, bu mirası bir süredir elinde tutan Venedik ve Cenova’nın tüm Akdeniz’i kuşatan ticari ve askeri etkinliklerine; Doğuda, Bizans ve Memluk siyasal geleneklerini tek potada birleştirecek olan Osmanlıların artık gözle görülür askeri gücüne ve bu süreçte Bizans’ın bir yandan Osmanlılara karşı varlık mücadelesi verirken diğer yandan Trabzon İmparatorluğu’ndaki iktidar mücadelelerinde müdahil olma girişimlerine, Mısır’da Memluk sultanının Kıbrıs’ı ülkesine bağlamasının ardından gelişen olaylara tanık olmuştur. Tafur’un anlattıkları sadece yaşadığı dönemin siyasal atmosferiyle ilgili değildir. Seyahatnamesinde sosyal, ekonomik gelişmeler başta olmak üzere hayatın tüm yönlerine dair gözlemlerine de değinir, “Yaklaşık kırk beş yaşında, boylu poslu, güzel yüzlü, ölçülülüğünden ihtiyatlı ve görünüşünden ciddi biri” olarak tarif ettiği II. Murad ve onun daha önce hiç karşılaşmadığını söylediği büyüklükteki ordusu, Kırım’da Büyük Han’ın yürüyen şehri Ordu-Pazar, Memluk ülkesinde karşılaştığı ve Osmanlı’nın öncü kuvvetlerinden delilere benzerliği ile dikkat çeken dervişler, Kırım ve çevresinde yaşayan Tatarlar ile doğunun Hıristiyan halkları onun bize aktardıklarından sadece bir kısmıdır.
Güzel bir seyahatname. Özellikle Türkler hakkında verdiği bilgiler çok önemli. Bizans adetlerine yönelik de güzel şeyler öğreniyoruz. Seyahatname severlerin mutlak okuması gereken bir kitap.
kötü yazılmış. Bir kere hiç seyahatname tadı vermiyor. Tutarsız bilgilerle dolu. Güvensizlik hatta palavra hissi yoğun. Kulaktan dolma bilgilerin kaydedilmesinden oluşmuş gibi. Sanırım kitabı tek değerli kılan yazılanların 500 sene önceye ait olması. Sanıldığının aksine bize yakın coğrafya ile ilgili bilgiler de yetersiz. sadece yer isimleri bilindik. hayal kırıklığı dolu bir kitap. almanızı tavsiye etmiyorum. ayrıca çevirmenin de 50 sayfa kadar girizgah ile kitabı özetlemesini de son derece gereksiz bir işgüzarlık olarak değerlendiriyorum.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Güzel bir seyahatname. Özellikle Türkler hakkında verdiği bilgiler çok önemli. Bizans adetlerine yönelik de güzel şeyler öğreniyoruz. Seyahatname severlerin mutlak okuması gereken bir kitap.
İtalya şehirleri ile ilgili bir araştırmamda kullanmam için aldım, çevirisi pek içime sinmedi. gözden geçirilmeli diye düşünüyorum
Pero Tafur isimli seyyahın Osmanlı’da ve diğer yerlerde dolaştığı yerleri kaleme almasıyla oluşmuş güzel bir seyahatname.
kötü yazılmış. Bir kere hiç seyahatname tadı vermiyor. Tutarsız bilgilerle dolu. Güvensizlik hatta palavra hissi yoğun. Kulaktan dolma bilgilerin kaydedilmesinden oluşmuş gibi. Sanırım kitabı tek değerli kılan yazılanların 500 sene önceye ait olması. Sanıldığının aksine bize yakın coğrafya ile ilgili bilgiler de yetersiz. sadece yer isimleri bilindik. hayal kırıklığı dolu bir kitap. almanızı tavsiye etmiyorum. ayrıca çevirmenin de 50 sayfa kadar girizgah ile kitabı özetlemesini de son derece gereksiz bir işgüzarlık olarak değerlendiriyorum.
Tezimde kullandığım geZi notlarından biri harkia bir eser