Osmanlı İmparatorluğu ile Avrupa arasındaki altı yüz yıllık ilişkilerin tarihi düşünüldüğünde, nedense akla önce savaşlar, fetihler, toprak kayıpları, kısacası bitmez tükenmez bir çatışma ve bunun yarattığı ruh halleri gelir.Oysa Claudio Magris’in ifadesiyle, “Avrupa ile Osmanlı İmparatorluğu’nun karşılaşması, savaşan ve birbirini yiyip bitiren iki ayrı dünyanın sonunda farkına bile varılmadan nasıl iç içe geçip birbirlerini zenginleştirdiklerinin büyük örneğidir.”Jean-François Solnon, 2010 Avrupa Tarih Kitabı ödülünü kazanan bu çalışmasında, işte bu iç içe geçişin, “çatışma ve karşılıklı hayranlığın” zengin tarihini ele alıyor.Daha önce Sarık ve İstanbulin (2013) adıyla yayımlanan, Fransa’daki 2017 baskısında ise adı L’Empire Ottoman et l’Europe olarak değiştirilen Osmanlı İmparatorluğu ve Avrupa, çatışan tarafların karşılıklı algılarının nasıl oluştuğunu ve zaman içinde nasıl dönüştüğünü edebiyat, resim, müzik, tiyatro, koleksiyonlar ve koleksiyoncular, moda, eğlence dünyası gibi çok çeşitli ve renkli bir yelpazeden örneklerle anlatıyor.Elçiler, seyyahlar, sanatçılar ve tercümanların da büyük rol oynadıkları bu ilişkiler yumağı Solnon’un işlek kalemiyle çözülüp gözlerimizin önüne serildikçe, karşılıklı merak ve hayranlığın çatışma ve korkuya zaman zaman nasıl galebe çaldığını görüyoruz.
Osmanlı tarihinin kültürel yakınlaşmasında çok önemli bir çalışma. Aslında ne kadar batıya yakın ve girift ilişkiler var, daha anlaşılır oluyor. Osmanlı ve Türkiye tarihine ilgi dıyanlar mutlaka değerlendirmeli bu kitabı.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Çok kalın gibi gözüken ama biraz sığ duran bir eser. Tuhaf bir biçimde yazarın epey sığ bir insan olduğunu düşündüm okurken.
İki medeniyetin müthiş bir kıyaslaması.
Sadece bati kaynaklarini kullandigi icin ozgun sayilabilecek bir eser!
Osmanlı tarihinin kültürel yakınlaşmasında çok önemli bir çalışma. Aslında ne kadar batıya yakın ve girift ilişkiler var, daha anlaşılır oluyor. Osmanlı ve Türkiye tarihine ilgi dıyanlar mutlaka değerlendirmeli bu kitabı.
Hacimli ve önemli bir çalışma.