Ailesinden kalan yüklü mirasla rahat ve tasasız bir hayat süren kahramanımız her zaman yaptığı gibi pazar günü gezmesine çıkar.Orada burada dolanırken yolu at yarışlarının yapıldığı hipodroma düşer.Can sıkıntısından ne yapacağını bilmediği içiniçeri girer ve yarışları izlerken kendinden geçen yarış severlerinabartılı, çılgın tepkilerini kâh gülerek kâh şaşırarak amakeyifle izlemeye koyulur. Bu arada cilvebaz bir kadınla bakışmaya başlar.Kadına oyun yapıp onu kızdırayım derken kendinibir anda hırsız konumunda bulur... Sonra gelsin bir dizi içsel sorgulama, yargılama, hesaplaşma!Ama buncacık öyküyü anlatan Zweig ise durup biraz düşünmekte yarar var. Çünkü büyük usta, öyküyü tatlı tatlı anlatırken okuru bir dizi amansız sorunun içine sokuveriyor:Burjuva yaşamın kuralları ve standartlarının anlamı nedir?Bol paralı ve rahat bir yaşam insanın mutlu olması için yeterli midir?Halk dediğimiz yığınlardan kopuk, onlara tepeden bakan elitlerin varoluşsal sorunları nelerdir? Neden onlar bir kasap çırağı ya da tezgâhtar kadar mutlu olup hayatı onlar gibi dolu dolu yaşayamaz?Toplumun tortusu denilebilecek en alttakiler neden burjuvalardan daha fazla saygı duyulası insanlardır?Peki ya gerçek bir insan olmanın sırrı nerededir?
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Kızım büyük beklenti ile almıştı ama umduğunu bulamadı sanıyorum.
Stefan Zweig`in en iyi eserlerinden bir tanesi. Bir solukta okunacak, kendini bulma temalı mutlaka incelenmesi gereken bir kitap.
Olağanüstü bir gece bu hikaye için fazla abartılı bir isim. Açıkçası beklentimin altında bir kurgu olmuş.
Zweig’in okuduğum ilk kitabıydı. Vermek istediği mesaj çok güzel gerçekten.
Yazarın okuduğum ilk kitabı ve çok güzel