Nietzsche’nin açısından, zafer kazanılmak isteniyorsa, bu kadar güçlü bir düşmana hücum etmek ve onu tam da ihtiyaç duyulan noktasından vurmak hepsinden daha cesurca olanıydı. Nietzsche net bir şekilde şunu fark etmişti: eleştirinin okları şuana değin hep güçlü kalenin mevzisi dışına yönlendirilmişti -dogmacılığa, doğaüstü şeylere, kliseye ait olan Hıristiyanlığa. Ve kimse imanın tam kalbine hedef almayı göze alamamıştı- danışıklı dövüş dışarıda devam ederken, imanın törelliği inanılmaz bir biçimde güçleniyor ve takviye toplu-yordu. Mamafih, bu törelliği Nietzsche içtenlikle modern demokrasiyle bağdaştırdı, -çiçekli konuşmaları ve birlik beraberliğiyle- ve hürriyet çiçekleriyle bezenmiş demokrasinin gül ağacının arkasında, Nietzsche anarşi ve çözülmeye başlamış gizlenmişliğin ejderhasını gör-dü. İmha etmenin ve çökertmenin insanı korkusuydu Nietzsche’ye dinimize karşı yok edilemez coşkularla ateş püskürtme cesareti veren. Voltaire’in ağzında sadece nükteli bir nida olan ‘ecrasez l’infame! (haysiyetinizi yerle bir et)’ deyimini Nietzsche anlamını kastederek kullanan ilk kişiydi. Kıtada Nietzsche’nin büyük öncüsü olan, aynı zamanda o da her şeyin nasıl sona ereceğinin farkında olan Wolfgang Goethe, düşmanlarına karşı kalbinin en derinlerini açacak kadar sağduyulu bir insandı, o -Weimar’ın büyük eski hipokratı- zıt akımın gücünü doğru şekilde hesap etti ve Hristiyanlık ve demokrasiye karşı olan açık savaşı büyük dostu, Heinrich Heine’ye, bu müthiş dahiye, bıraktı.
Kitap Yorumları - (0 Yorum)