Sanatı, “kâinatın âhengine katılmak” olarak gören Mustafa Kutlu, “gören gözlerin, duyan kulakların, hisseden kalplerin Cenab-ı Hakk’ın yarattığı her şeyde bu âhengi bulabileceğini” söyler. Mustafa Kutlu, sanat anlayışının dayanaklarının, “ilahi kaynaktan neşet eden iki kavrama; ‘hikmet ve âhenk’e indirilebileceğini” belirtiyor ve bu konuda şunları söylüyor: “Benim gözettiğim, bütün sanatlarda esas olan iki şey var; biri hikmet ve öteki ahenk. Hikmet muhtevayı oluşturuyor âhenk de biçimi oluşturuyor. Söylediğiniz söz bir âhenkle muhatabına kavuşursa bunun bir tesiri olacağını düşünüyorum.” Hikmet ve Âhenk, modern Türk hikâyesinin usta ismi Mustafa Kutlu’nun hikâyelerinin hikmet yönünü olduğu kadar âhenk yönünü de anlamaya ve anlatmaya gayret ediyor.
Mana (Kutlu’nun hikâyeleri) ile madde (bilimin, tekniğin soğukluğu) arasındaki derin farka dair bir eser. Edebiyat ile değil, edebiyatın tekniği ile ilgilenenler okumalı, çünkü tekniğin soğuk yüzü, yüzeyselliği beni kitaptan soğuttu, zorlukla okudum. Kutlu’yu yine Kutlu’dan okumak lazım, araya “tercüman” girince sihir bozuluyor, sıcaklık gidiyor.
Kitap Yorumları - (1 Yorum)
Mana (Kutlu’nun hikâyeleri) ile madde (bilimin, tekniğin soğukluğu) arasındaki derin farka dair bir eser. Edebiyat ile değil, edebiyatın tekniği ile ilgilenenler okumalı, çünkü tekniğin soğuk yüzü, yüzeyselliği beni kitaptan soğuttu, zorlukla okudum. Kutlu’yu yine Kutlu’dan okumak lazım, araya “tercüman” girince sihir bozuluyor, sıcaklık gidiyor.