“Üstat John Wyclif’i daha önce bu kadar kederli gördüğümü hatırlamıyorum.Her şey nihayet sona erdiği zaman bana bir âlimin kitaplarını çalmanın bir erkeğin karısını çalmak kadar külfetli bir iş olduğunu söyledi.Ancak o zamanlar bir karım veya pek fazla kitabım olmadığından, bu düşüncenin doğruluğunu tayin edebilecek bir durumda değildim.”İşte Oxford yakınlarındaki ortaçağ kasabası Bampton’da cerrahlık yapan Bampton Kalesi mübaşiri Hugh de Singleton’ın yaşamından enfes ve merak uyandırıcı bir öykü daha. Hugh kitapları arayışında en az kendisi kadar etkili olan güzel Kate’e abayı yakmıştır.Birkaç kararlı hasım onu durdurmaya çalışmaktadır, ancak bunun nedeninin açgözlülük mü, yoksa daha kişisel bir garez mi olduğu bilinmez. Sonra nehirde kitaplardan birini satmaya çalışan yoksul bir öğrencinin cesedi bulunur: fakat görünüşe göre delikanlı öylece nehirde boğulmamıştır…
çok güzel kitaplardı. serinin diğer kitapları da çevrilsin diye bekliyoruz.. yayınevlerimizde bu aymazlığa sinir oluyorum. başladığınız işi bitirin lütfen..
Bu günlük Huzursuz Kemikler’de yaşadığım okuma keyfini oldukça katlayan bir kurguya sahipti. Üstadımızın yola ilk çıktığı nokta olan Oxford’a yaptığı bir ziyaretle başlayan macerada büyük saygı duyduğu hocasının kitaplarının çalındığını öğrenir. Ve Lordunun da onayı ile bu olayı çözmek için Oxford’a gelir. Gizem göründüğü gibi basit olmadığı gibi pek çok şiddet olayı ve cinayeti de peşi sıra getirir. Ve tüm bu koşturmacalı olaylar silsilesi arasında Üstadımız en nihayetinde hayatının aşkını da bulur. Ama iktidar sahibi bir rakibin ortaya çıkması da uzun sürmez. Ve olaylar gittikçe gerilimi yüksek bir hal alır.
Asla aldığıma ve okuduğuma pişman olmadığım bir seriydi. O basitlik ve sadelik içinde yazarın okuyucunun yakasına yapışma başarısı ciddi anlamda takdire şayandı. Şiddetle tavsiye ediyorum
Kitap Yorumları - (4 Yorum)
Yazar ortaçağ yaşamını ve o döneme ait tıp yaklaşımını çok güzel yansıtmış. Sıkılmadan okuyorsunuz.
Çok durağan bir kitaptı. Dili hiç akıcı değil. Çok sevemedim.
çok güzel kitaplardı. serinin diğer kitapları da çevrilsin diye bekliyoruz.. yayınevlerimizde bu aymazlığa sinir oluyorum. başladığınız işi bitirin lütfen..
Bu günlük Huzursuz Kemikler’de yaşadığım okuma keyfini oldukça katlayan bir kurguya sahipti. Üstadımızın yola ilk çıktığı nokta olan Oxford’a yaptığı bir ziyaretle başlayan macerada büyük saygı duyduğu hocasının kitaplarının çalındığını öğrenir. Ve Lordunun da onayı ile bu olayı çözmek için Oxford’a gelir. Gizem göründüğü gibi basit olmadığı gibi pek çok şiddet olayı ve cinayeti de peşi sıra getirir. Ve tüm bu koşturmacalı olaylar silsilesi arasında Üstadımız en nihayetinde hayatının aşkını da bulur. Ama iktidar sahibi bir rakibin ortaya çıkması da uzun sürmez. Ve olaylar gittikçe gerilimi yüksek bir hal alır.
Asla aldığıma ve okuduğuma pişman olmadığım bir seriydi. O basitlik ve sadelik içinde yazarın okuyucunun yakasına yapışma başarısı ciddi anlamda takdire şayandı. Şiddetle tavsiye ediyorum