Şair kimliğiyle daha çok göz önünde bulunan Gülseli İnal bu kez bir romanla okuruyla buluşuyor. Romanda, etrafı sanatçılar, sanat eleştirmenleriyle sarılı olarak yaşayan Abigal, erkek egemen bir topluluk içinde bunaldığını, küçümsenip aşağılandığını hissederek, yazdığı şiir ve yazıları kimselere gösteremeden mutsuz evliliğini sürdürürken, bir yandan da kaçış yolları arayarak bilinmeze doğru yolculuk yapmaktadır...Gerçeklikle fantastiğin iç içe geçtiği bu romanda Gülseli İnal, Sylvia Plath'ı çağrıştıran Abigal karakteri üzerinden erkek egemen toplumda kadına bakışın altını titizlikle çizerken, şair kimliğini de ortaya koyuyor. Ülkemizdeki cinsiyet ayrımcılığını çağrıştırması dolayısıyla, romanın içerdiği gerçeklik çok daha güçlü algılanıyor.
Kitap kimine çok karışık gelebilir, ancak ben beğendim. Yazar karakteri ile sanki Amerikalı şair Slyvia Plath’ı anlatmış gibi.
“Gecenin kuralları başlamıştı, gece menevişli yılan gibi ara sokaklarda kıvrılarak bükülerek siniyordu. Yüzleri kapatıyor, kusurları siliyor, hataları yok ediyordu. Gece, yeni günahlara zemin hazırlıyor, taze kan kokusunu havada bırakıp, korkunun eline düşmüşleri ezip geçiyordu. Gece her şeyi affetmek üzere kenti baştan sona sarıp, gündüz göğünde yargılanmak üzere seçimler yapıyordu.”
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
garip, çözemedim ama şans verilirse sonrasında hüzün olabilir. kaybetmessiniz okumasanız
Kitap kimine çok karışık gelebilir, ancak ben beğendim. Yazar karakteri ile sanki Amerikalı şair Slyvia Plath’ı anlatmış gibi.
“Gecenin kuralları başlamıştı, gece menevişli yılan gibi ara sokaklarda kıvrılarak bükülerek siniyordu. Yüzleri kapatıyor, kusurları siliyor, hataları yok ediyordu. Gece, yeni günahlara zemin hazırlıyor, taze kan kokusunu havada bırakıp, korkunun eline düşmüşleri ezip geçiyordu. Gece her şeyi affetmek üzere kenti baştan sona sarıp, gündüz göğünde yargılanmak üzere seçimler yapıyordu.”
dili çok karisik
böyle karman corman bir kitap okumadım daha,böyle sevenide var mı bilmem
güzel bir hediye teşekkürler.