Yıl 1944… İkinci Dünya Savaşı sınırlarımıza kadar dayanmıştır. Hitler faşizminin tüm Avrupa’yı ateşe attığı günler… Türkiye bu savaşa dâhil olmamak için dirense de etkileri tüm ülkede hissedilecektir. Ekmek, şeker, yakacak gibi temel ihtiyaç maddeleri karneye bağlanmış, dışarıdan gelebilecek ani baskınları önlemek amacıyla geceleri her yerde karartma uygulaması başlamıştır. Ülkenin aydınlarına da baskı uygulanan bir dönemdir bu aynı zamanda. Rıfat Ilgaz, Karartma Geceleri’nde işte bu kapkaranlık günleri anlatır. Bir aydın, şair ve edebiyat öğretmeni olan Mustafa Ural, yazdığı ve toplatılan şiir kitabı nedeniyle aranmaktadır. Sağlık problemleri vardır, bu nedenle de hemen teslim olmak istemez. İstanbul’un soğuk ve karartılmış sokaklarına, eş dost evlerine sığınır. Tutuklandığı zaman savaş bitmiştir, ama savaş yıllarının Türkiye’de bıraktığı izler uzun süre silinemeyecektir. Rıfat Ilgaz, Mustafa Ural’ın kaçış öyküsünü anlatırken, savaşın etkisindeki ülkemizin 1940’lı yıllarına da ışık tutuyor. Yurdumuzda ve uluslararası yarışmalarda birçok birincilik ödülü alan Karartma Geceleri’nin filmi de romanı kadar büyük bir ilgi görmüştür.
Yakın tarihde yaşanan baskıcı tutumları anlatan yazar akıcı bir dile sahip.Okurken olayın içinde buluyorsunuz kendinizi.Yazarın okuduğum ilk kitabı ve çok etkilendim
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
bir solukta okudum, bu ülkede her dönem çeşitli kesimler gruplastirilmiş ve hayatlar zindan edilmis
Rifat Ilgaz in her kitabi okunmali, cok cok guzel yazilmis bir hikaye.
” doğdun doğalı ne oyun gördün, ne oyuncak!”
Bazı bölümleri için ideolojik denilebilir ama dönemini ve düşüncelerini etkili bir dille aktardığı muhakkak
Yakın tarihde yaşanan baskıcı tutumları anlatan yazar akıcı bir dile sahip.Okurken olayın içinde buluyorsunuz kendinizi.Yazarın okuduğum ilk kitabı ve çok etkilendim