Kur’an’ın önerdiği Allah’a iman, mutlak bir güce körü körüne boyun eğme değil; Zatı sonsuz iyiliğin, sorumluluğun, ahlâkın, merhametin ve adaletin kaynağına güven duyma ve itminandır. İman, doğası itibariyle Allah ile daimi, canlı, dinamik ahlâki bir ilişkidir. İnsandan Allah’a doğru şükran, huşu, saygı… ifadesi; Allah’tan insana doğru ise yol gösterme ve yardım ilişkisidir. İmansızlık, insanı yırtıcı hayvanlar derecesine, belki de daha aşağılara düşürür. Tanrı diye kayıtsız bir tirana boyun eğme şeklindeki iman ise insanı solucana, böceğe dönüştürür. İmansız dindarlık, insanları bağnazlaştırır; katı kalpli, sofu, yobaz ve bağnaz dindarlıkların insanlara nasıl kötülükler yaptırdığına bütün dinlerde şahit olmaktayız.Allah’a yönelmiş doğru bir iman ilişkisi bünyesinde saygı, heybet, şükran, sevgi, korku, güven, ümit, coşku, tefekkür, endişe ve sevinç taşır. Bunlar sona ermişse orada iman değil, onun ölmüş hali olan itikat (inanç) vardır.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Başarıların devamını dilerim
imanın parametrelerini ele alan , meseleye farklı bir açıdan yaklaşan bir eser,
Bazı konularda fikir ayrılıklarımız olmasına rağmen genel manada doyurucu ve farklı bakış açıları sunan bir eser…
doğruyu bir şekilde herkes bilebilir ancak harekete geçmek her babayiğidin harcı değildir
İlhami Güler’in okuduğum en güzel eseri. Bir solukta okuyup günlerce üzerinde düşüneceksiniz.