Bu kitabın amacı, İlkçağ felsefesinin temsil ettiği tarihi ve ahlaki olguyu genel ve ortak çizgileriyle betimlemeye çalışmaktır. Okurun aklına, konuyu neden artık çok gerilerde kalmış İlkçağ felsefesiyle sınırlıyoruz diye bir soru gelebilir. Buna verebileceğim birden fazla yanıt vardır. Öncelikle, İlkçağ felsefesi benim belli bir uzmanlık kazandığımı umduğum bir alandır. İkincisi, Aristoteles’in de dediği gibi, şeyleri anlayabilmek için onları gelişmekteyken görmeli ve doğdukları andan itibaren ele almalıyız. Bugün “felsefe”den söz edebilmemizin nedeni, Yunanlar’ın “bilgelik aşkı” anlamına gelen philosophia kavramını yaratmış olmaları ve bu Yunan philosophia geleneğinin Ortaçağ’a ve ardından Modern Zamanlara aktarılmış olmasıdır. Dolayısıyla felsefe olgusunu kaynağından ele almalı ve bunun geçmişte ortaya çıkarak günümüze kadar evrimleşen tarihi bir olgu olduğunun bilincini taşımalıyız.” İlkçağ felsefesi konusunda alanın en tanınmış uzmanlarından biri kabul edilen Pierre Hadot’dan zihin ve ufuk açıcı bir inceleme.
İlkçağ felsefesi sadece teorik değil, aynı zamanda pratiktir.. Hadot, felsefenin teorik boyutta kalmaması gerektiğini, pratikte de kendini göstermesini İlkçağ örnekleri ile açıklıyor.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
İlkçağ felsefe tarihini farklı bir açıdan ele alıyor. Betimsel bir kitaptan daha farklı bir anlatıma sahip
Yürümeden önce emeklemeli. Çokça şey öğreneceğiniz bir kitap
İlkçağ felsefesi çalışmak ya da felsefe tarihi okumak isteyenler için nitelikli kitaplardan biri Hadot’un kitabı.
Felsefe meraklısı arkadaşların mutlaka okuması gereken bir eser.
İlkçağ felsefesi sadece teorik değil, aynı zamanda pratiktir.. Hadot, felsefenin teorik boyutta kalmaması gerektiğini, pratikte de kendini göstermesini İlkçağ örnekleri ile açıklıyor.