Hint kıtasında yaklaşık sekiz asır süren Müslüman Türk hâkimiyeti döneminde, Hindu toplumuna yön veren düşünürler, kendi perspektiflerinden İslâm’ı ve müntesiplerini tahlil edip konumlandırmaya çalışmışlardır. Kimisi ötekileştirici bir dil kullanmış kimisi ise kuşatıcı bir söylem geliştirmiştir. Orta Çağ Hint kaynaklarında “Türk” tabiri etnik anlamından ziyade İslâm dinini ve müntesiplerini ifade etmek amacıyla şemsiye bir kavram olarak kullanılmıştır. Nitekim İslâm için “Türklerin dini” manasında Turuka dharma ifadesi tercih edilmiştir. Müslüman Türk idaresi altında bireylerin dinî inancına saygı gösterildiği de vurgulanmıştır. Bütün bu veriler, Türklerin, Hindular nazarında bıraktığı tesiri açık bir biçimde ortaya koymaktadır. Hint kaynaklarından hareketle Hinduların, İslam ve Müslüman algısının objektif bir biçimde ortaya konması, hem bölgedeki Türk-İslam izlerinin tespit edilip gün yüzüne çıkarılmasına hem de Hindu-Müslüman ilişkilerinin daha sağlıklı bir bakış açısıyla analiz edilebilmesine katkı sunacaktır. Zira bir milyarı aşkın Hindu ile beş yüz milyondan fazla Müslümanın yaşadığı günümüz Hint coğrafyasında birlikte yaşama kültürünün istenilen düzeyde tesis edilebilmesi, ötekini anlamaya ve onun hakkında doğru bilgi edinmeye bağlıdır. Elinizdeki kitap böyle bir çabanın ürünüdür.
eserin detayında geçen ”Hint kaynaklarında “Türk” tabiri etnik anlamından ziyade İslâm dinini ve müntesiplerini ifade etmek amacıyla şemsiye bir kavram olarak kullanılmıştır. Nitekim İslâm için “Türklerin dini” manasında Turuka dharma ifadesi tercih edilmiştir.” diye anlatılan tespit gerek zamanında gerekse bugün dahil özellikle balkanlarda, kafkaslarda ve avrupada Türk isminin özellikle İslam ile özdeş tutuluyor oluşu gerçeğini bir farklı coğrafya olan hind alt kıtasında da tezahürünü ortaya koymaktadır.
Kitap Yorumları - (3 Yorum)
Yazarın geniş bir kaynak taramasıyla hazırladığı bu eser okunmaya değer.
Türk-İslam tarihi açısından kıymetli bir çalışma.
eserin detayında geçen ”Hint kaynaklarında “Türk” tabiri etnik anlamından ziyade İslâm dinini ve müntesiplerini ifade etmek amacıyla şemsiye bir kavram olarak kullanılmıştır. Nitekim İslâm için “Türklerin dini” manasında Turuka dharma ifadesi tercih edilmiştir.” diye anlatılan tespit gerek zamanında gerekse bugün dahil özellikle balkanlarda, kafkaslarda ve avrupada Türk isminin özellikle İslam ile özdeş tutuluyor oluşu gerçeğini bir farklı coğrafya olan hind alt kıtasında da tezahürünü ortaya koymaktadır.