Junky’lere ev sahipliği yapan ucuz otel odaları, sabahçı kahveleriyle Cağaloğlu; gitar çalan hippileri,dünyanın herhangi bir yerinde satmak için mal arayan ve bağlantı kovalayan uyuşturucu tacirleri,Avrupa turuna çıkmış savaş karşıtlarıyla Sultanahmet; kahvehanelerinde ağızlarından salyalar akaraktorbacı bekleyen afyon bağımlıları, oto hırsızları, dolandırıcıları, gaspçıları ve sokaklarda kimliğibelirsiz ölüleriyle Tophane... İşgal evleri, komünleri, öğrenci örgütleriyle Berlin; göçmen işçileri,meyhaneleri dolduran mutsuz müdavimleriyle Frankfurt...Bugün Alman yeraltı edebiyatının en önemli temsilcilerinden sayılan Jörg Fauser, dünyanın dört biryanından gelmiş Beatnikleri ve kolera salgınıyla başka bir İstanbul ile Baader-Meinhof’un yüreklerdedevrim ateşini yakmaya başladığı Almanya arasında salınan otobiyografik bir kendini gerçekleştirmemücadelesi anlatıyor. Var olmanın belki de ancak yazmakla, yazdıklarını yayınlatabilmekle mümkünolduğu bu mücadele, elbette o gün de farklı seslere kapılarını kapatan kültür-sanat camiasının yüksekduvarları tarafından sekteye uğratılmışsa da, elinizde tuttuğunuz Hammadde, Fauser’in bumücadeleyi kazandığının en somut kanıtı.
Uzun süredir okuduğum en sıkı metin. Fauser’i Underground Poetix dergisinden ve Standart FM’deki Ruj Lekesi adlı radyo programında okunan şiirlerinden bilip, takip etmeye çalışıyordum. Şiirleri bir harika görürseniz mutlaka okuyun. Hammadde romanına diyecek söz yok. Bitmesin diye çok uğraştım. Sabaha kadar. Ben uğraştıkça o bitti. Tekrar tekrar okuyacağım ileri zamanlarda.
Yetmişli yılların Türkiye’si ile başlayıp Almanya’da devam eden ve dönemin ideolojik ve sosyal panaromasını bize farklı bir kesitten sunan aykırı bir roman.
Yeraltı edebiyatını sevenler için çok güzel bir kitap. Yazar kendi gençlik yıllarını anlatıyor bir nevi otobiyografik bir roman. 1970’lerin Türkiye ve Almanya’sindan sosyolojik bir tablo da sunuyor bizlere. Taş gibi bir roman. Okuyunuz efendim…
Kitap Yorumları - (3 Yorum)
Uzun süredir okuduğum en sıkı metin. Fauser’i Underground Poetix dergisinden ve Standart FM’deki Ruj Lekesi adlı radyo programında okunan şiirlerinden bilip, takip etmeye çalışıyordum. Şiirleri bir harika görürseniz mutlaka okuyun. Hammadde romanına diyecek söz yok. Bitmesin diye çok uğraştım. Sabaha kadar. Ben uğraştıkça o bitti. Tekrar tekrar okuyacağım ileri zamanlarda.
Yetmişli yılların Türkiye’si ile başlayıp Almanya’da devam eden ve dönemin ideolojik ve sosyal panaromasını bize farklı bir kesitten sunan aykırı bir roman.
Yeraltı edebiyatını sevenler için çok güzel bir kitap. Yazar kendi gençlik yıllarını anlatıyor bir nevi otobiyografik bir roman. 1970’lerin Türkiye ve Almanya’sindan sosyolojik bir tablo da sunuyor bizlere. Taş gibi bir roman. Okuyunuz efendim…