Haçlı Seferlerinin ilanından itibaren, Türkler, Haçı kabul etmiş olan Batılılarla sürekli temas halinde oldular. Bu temas sadece savaş meydanlarındaki bozgunlar veya zaferlerden ibaret değildi. Haçı kabul ederek savaşmaya gelen Batılılar ve Doğu’ya yerleşmiş olan Latinlerin Türklerle diplomatik, ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda da ilişkiler geliştirdikleri bir realitedir. Bu gerçeğin bilinmesine ve Haçlıları ilk karşılayanların Türkler olmasına rağmen Haçlı Seferleri tarihine ilişkin ülkemiz tarihçileri arasında büyük bir kayıtsızlık görülmektedir. Batı da ise kabul etmesi güç olsa da Haçlı Seferlerinin her yönüyle iyi tanın tarihsel bir olay olduğu söylenemez. Yüzyıllarca ruhban sınıfına mensup araştırmacıların adeta tekelinde kalan Haçlı Seferleri Kilise ve Hıristiyanlığın övünç vesilesi olarak görüldü. Modern zamanlarda ise Haçlı Seferlerini hoşgörüsüzlük veya karanlık bir girişim olarak görme eğilimi gösterenler olduğu gibi bu seferlere Fransa’nın Doğu’daki kültürel etkisinin şafağı diyenler de görüldü.Haçlı Seferleri elbette Batı Hıristiyan tarihinin bir parçasıdır. Ama bu seferler aynı zamanda Ortadoğu tarihine de ait hadiselerdir. Dil ve üniversite disiplinlerindeki farklılıklar bu seferleri Doğu ve Batı’nın ortak tarihi olarak incelenmesine ne yazık ki çoğunlukla izin vermiyor.
Cahen, Selçuklular, Haçlılar ve Türklerin İslam’a girişi hakkında eserler vermiştir. Bu eserler çok mühim eserler olmakla birlikte tenkit edilerek okunmalıdır. Mümkünse M. Altay Köymen, İbrahim Kafesoglu, Osman Turan gibi hocaların eserlerine başvurulmalıdır.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Çok detaya girilmiş, çok fazla gereksiz bilgi var. Cahen, bu eseri kaynak olarak kabul edilebilir.
Haçlı Seferlerinin ilanından sürekli teması konu alıyor. Bu temas sadece savaş meydanlarındaki bozgunlar veya zaferlerden ibaret değil
dili sebebiyle okuması zor olsa da Haçlı Seferleri için güzel bir kaynak.
Cahen, Selçuklular, Haçlılar ve Türklerin İslam’a girişi hakkında eserler vermiştir. Bu eserler çok mühim eserler olmakla birlikte tenkit edilerek okunmalıdır. Mümkünse M. Altay Köymen, İbrahim Kafesoglu, Osman Turan gibi hocaların eserlerine başvurulmalıdır.
tercüme eser oluşu okurken zorlanmanıza sebep oluyor