Franz Kafka ve Felice Bauer, 1912 sonbaharında Max Brod’un evinde tanıştılar. 20 Eylülde Kafka’nın yazdığı ilk mektupla başlayan ilişkileri, 1917 sonbaharına dek yaklaşık beş yıl sürdü. İki kez nişanlanıp ayrıldılar. Kafka, Felice’ye yazdığı altı yüzden fazla mektupla sadece büyük bir aşkı anlatmakla kalmamış, yaşamına ilişkin başka hiçbir kaynakta bulunamayacak birinci elden bilgiler de vermiştir. Kafka’nın yapıtlarıyla ilgili sayısız ipucu da bu mektupların satırları arasında bulunmaktadır. Kafka’yı efsanelerin ötesinde gerçekten tanımak isteyenler için, Felice’ye Mektuplar bulunmaz bir kaynaktır.Kafka’nın, Felice’nin arkadaşı Grete Bloch’a yazdığı mektuplar da Türkçede ilk kez bu baskıda okuyucuyla buluşuyor. Max Brod’un ve Kafka’nın ailesinin, bu ilişkinin değişik boyutlarını anlamamızı sağlayan mektupları da ilk kez bu kitapta Türkçede yayınlanıyor. Felice’ye Mektuplar’ı Kâmuran Şipal’in özenli çevirisiyle
Sağlıklı bir insanın katlanamayacağı ölçüde bir ruh ve hastalık hastasının hezeyanlarını okumanın tercihi okura aittir. Kendi durumunun farkında olup bunu Felice dahil etrafındakilerin gözüne sokarcasına çekinmeden ve tüm çıplaklığı ile dile getiren Kafka’nın kendi dahil herkesten ve her şeyden nefret ettiğinin ve karamsarlığının konsantre halini duyumsarken, gerçekte nasıl biri olduğu konusu tereddüte yer bırakmayacak kesinlikte gözler önüne seriliyor.
Kafka’nın dehasını,özel yaşamındaki ayrıntıları,karanlık kişiliğini,genç yaşta vereme yakalanmasının ruhunda yarattığı etkileri,yaşadığı duygusal ilişkilerdeki derin yalnızlığını anlamak için mutlaka okunmalıdır. Eserin Almanca uzmanı Kamuran Şipal tarafından çevrilmiş olması ve döneme dair ayrıntılı dipnotlar eşliğinde sunulmuş olması, mektupların arka planını anlamayı kolaylaştırmaktadır.Önemle tavsiye ederim…
Kitap Yorumları - (3 Yorum)
Sağlıklı bir insanın katlanamayacağı ölçüde bir ruh ve hastalık hastasının hezeyanlarını okumanın tercihi okura aittir. Kendi durumunun farkında olup bunu Felice dahil etrafındakilerin gözüne sokarcasına çekinmeden ve tüm çıplaklığı ile dile getiren Kafka’nın kendi dahil herkesten ve her şeyden nefret ettiğinin ve karamsarlığının konsantre halini duyumsarken, gerçekte nasıl biri olduğu konusu tereddüte yer bırakmayacak kesinlikte gözler önüne seriliyor.
Kafka’nın dehasını,özel yaşamındaki ayrıntıları,karanlık kişiliğini,genç yaşta vereme yakalanmasının ruhunda yarattığı etkileri,yaşadığı duygusal ilişkilerdeki derin yalnızlığını anlamak için mutlaka okunmalıdır. Eserin Almanca uzmanı Kamuran Şipal tarafından çevrilmiş olması ve döneme dair ayrıntılı dipnotlar eşliğinde sunulmuş olması, mektupların arka planını anlamayı kolaylaştırmaktadır.Önemle tavsiye ederim…
Kafka’nın hüzününü, Düşünceler eve duygularını anlattığı hoş bir eser.