Topu topu birkaç adamdılar.Ölüm fermanlarını, boyunlarındaki hamaylın içinde taşıyorlardı.Oremarlı Settar, taştan bir yüz ifadesiyle uzaklara bakıyor "Bu dağ güneşinin kral olmalı, olmalı ya da ölmeli" diyordu.Maronısli Sadık bilgece konuşuyordu: "Dostluk kayıp bir eşyadır, satılmıyor. Düşmanlık ise arsız bir ottur bu dağlarda, her yerde bitiyor."Gewdanlı Qerdeş, yol arkadaşı İsmail'e dönüyor, "Sınırdan öte yoldur, sınırdan öte kurtuluş.. Bizi oraya Ehmedê Kokel ulaştıracak" diyordu."hepsi çapraz asmışlardı türkülerine mavzerlerini." Uzun bir yolculuğa çıkmışlardı.Yollarına ihanet, bühtan, sınırın öte yakasındaki savaş, bu yakasındaki kıtlık, kıran çıkıyordu.Eşkıyaydılar.Zaman, eski zamandı.
Genelde Hakkâri-Yüksekova bölgesi, özelde ise Jirki aşireti üzerinden; eskilerde yüreklere çok korku salmış ama günümüzde o hallerinden eser kalmamış eşkıyaların hikâyesi konumuz. Dağlarda yaşadıkları, yaşattıkları… Neden yaptıkları, sonrasında ise neden vazgeçtikleri.
Kitap Yorumları - (1 Yorum)
Genelde Hakkâri-Yüksekova bölgesi, özelde ise Jirki aşireti üzerinden; eskilerde yüreklere çok korku salmış ama günümüzde o hallerinden eser kalmamış eşkıyaların hikâyesi konumuz. Dağlarda yaşadıkları, yaşattıkları… Neden yaptıkları, sonrasında ise neden vazgeçtikleri.