Balkan Savaşları’nın 100. yılı içerisindeyiz… İyi bir ‘elveda Rumeli’ romanından söz etmeli, adı ‘Savaş ve Ayrılık’.Osmanlı İmparatorluğu için tam anlamıyla sonun başlangıcı, Balkan Savaşları ile olmuştu. Çağın getirdiği düşünce sistemlerinden ‘milliyetçilik’ Osmanlı İmparatorluğu’nun temel yapısıyla tamamen ters olunca her şey tepetaklak oluvermişti. Aynı zamanda ‘halk’ için de... Asırlardır Osmanlı tebaası olan insanlar, bir sabah Bulgaristan, Yunanistan sınırı içinde olduklarını öğrenmişlerdi. Sonra göç etmek zorunda kalıp, eski vatanlarında muhacir olarak adlandırıldılar... Akrabalarının yarısı yolda hayata veda etmişti, kalanın durumu içler acısı. Savaşlar ayrılıkları doğurmuş ve onanmayacak yaralar açmıştı. Ramis Çınar, tüm bunları ve daha fazlasını kahramanı Hasan üzerinden ‘Savaş ve Ayrılık’ romanında anlatıyor. İstanbul’da medrese eğitimi aldıktan sonra memleketine dönen Hasan, bir süre sonra bir ömre sığmayacak şeye şahit olur... Balkan Savaşları, esir kampları, I. Dünya Savaşı, salgın hastalıklar, göç yolları, ölümler ve bunlar arasında yaşanmaya çalışılan, yeniden kurulmaya çalışılan hayatlar. Gerçeklerden hareket eden, iyi yazılmış bir roman.Çağlayan Çevik
Sıkılmadan çok rahat okunacak bir kitap.Biz de Selanik göçmeniyiz.Bu eseri okuyunca şimdi daha iyi anlıyorum dedelerimin ne zorluklar çektiğini.Şiddetle tavsiye ederim.
Hikayemiz kahramanımız Hasan’ın İstanbul’dan topraklarına yani Rumeli’ye dönmesiyle başlıyor.Sonra olaylar hızlı bir biçimde gelişiyor.Bu hızı gerçek anlamda söylüyorum.Çünkü galiba yazarın tarzı böyle olaylar hızlı bir biçimde yaşanıyor ve bitiyor.Bu durum kitaba bir televizyon dizisi tadı veriyor açıkçası
okumaya değer,yazım dili ve anlatımı sade,sıkmadan kısa sürede okunabilen bir kitap.kitap zaten tarihi anlatmayı vaad etmediği için o dönemdeki bir ailenin yaşantısını anlatarak bir göçmen torunu olarak ailemden dinlediklerimi tekrardan okumuş oldum.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Savaşlar ölüm ve ayrılık ne kadar empati kurmağa çalışsak da yaşananları bilemeyiz…
Sıkılmadan çok rahat okunacak bir kitap.Biz de Selanik göçmeniyiz.Bu eseri okuyunca şimdi daha iyi anlıyorum dedelerimin ne zorluklar çektiğini.Şiddetle tavsiye ederim.
yıllar önce Selanikten zorunlu olarak göç eden dedelerimin yaşadığı zorluklara bir ışık tutacak bu kitap.
Hikayemiz kahramanımız Hasan’ın İstanbul’dan topraklarına yani Rumeli’ye dönmesiyle başlıyor.Sonra olaylar hızlı bir biçimde gelişiyor.Bu hızı gerçek anlamda söylüyorum.Çünkü galiba yazarın tarzı böyle olaylar hızlı bir biçimde yaşanıyor ve bitiyor.Bu durum kitaba bir televizyon dizisi tadı veriyor açıkçası
okumaya değer,yazım dili ve anlatımı sade,sıkmadan kısa sürede okunabilen bir kitap.kitap zaten tarihi anlatmayı vaad etmediği için o dönemdeki bir ailenin yaşantısını anlatarak bir göçmen torunu olarak ailemden dinlediklerimi tekrardan okumuş oldum.