Mars'tan gelen uzay gemileri, huzur içindeki İngiltere'ye gökyüzünü yararak inerler. Isı ışınıyla silahlandırılmış, saldırıya kilitlenmiş devasa ölüm makineleri bir yok etme harekâtına girişir. Marslıların istilası korkunçtur.Ölüm makineleri Londra'ya doğru ilerlerken önlerine çıkan her şeyi... Metal tuzaklara hapsettikleri az sayıda insan hariç. Bu, insanlık için kopkoyu çaresizliğin hüküm sürdüğü bir dünya olacaktır. ...
Yazarın okuduğum ve yazarla tanıştığım ilk kitabı. H.G. Wells bu kitabında sağ eliyle sol kulağını gösterip Marslılar yoluyla insan ırkını eleştirmiştir; insanların doğaya ve birbirlerine karşı olan acımasızlığı olabilecek en güzel şekilde okuyucuya yansıtılmış. İlk olmanın eksikliklerini taşımaktan neredeyse uzak bir şekilde oldukça sade ve akıcı bir dille kitapta yazar Marslıların sebep olduğu insanların çaresizliğini başarılı psikolojik tahlillerle okuyucunun iliklerinde hissettirmiştir. Marslıların insanlara ve doğaya yaşattığı acımasızlıklar simgesel biçimde insanların kendilerine, hayvanlara ve diğer tüm canlı varlıklara yaptıkları acımasızlıklarla karşılaştırılmıştır. Marslıların bilimsel ve ruhsal tahlilleri de dönemin bilgi seviyesine göre yüksek sayılabilecek kadar iyidir. Kitabın sonunun daha ayrıntılı olmasını isterdim, olaylar çok hızlı bir şekilde ilerledi kitabın sonunda. Bu da bazı soru işaretlerinin oluşmasına sebep olmuş. (Örneğin anlatıcının, olayların sonunda kardeşinin ne durumda olduğundan bahsedilmemiş. Bu eksik bir olay örgüsüydü, kardeşinin durumu bildirilmeliydi.) Sonu daha iyi olabilirdi.Sonuç olarak bu türden hoşlananların bu kitabı –Dünyalar Savaşı- kesinlikle kütüphanelerinde bulundurması gerektiğine inanarak tavsiye ediyorum.(Ayrıca bu kitap kitapyurdu.com’dan yaptığım ilk alışverişti, hizmetten memnun kaldığımı belirtmek isterim.)
Marslıların dünyaya saldırdıkları ve önlerine gelen herşeyi yok ettikleri H.G.Wells’ in muhteşem bir kitabı. Kitapta insanların çaresizliğini adeta iliklerinizde hissediyorsunuz. İnsanlarla robotların içindeki marslıların savaşı tıpkı bir insanla solucanın mücadelesi gibi. Buna mücadele bile denemez. Çünkü kitaptaki savaş öyle adaletsiz ki insan yapımı hiçbir silah, teçhizat, teknoloji bu marslılara ve robotlarına işlemiyor ve insanların ve dünyanın çok büyük bir kısmı yok oluyor. H.G.Wells’ in hayalgücü çok iyiymiş. Yazıldığı tarihte muhteşem bir etki uyandırmış olmalı Dünyalar Savaşı. Nitekim bu uzaylılar, marslılar bir tür canlılar yüzünden ölüyorlar ve dünya ancak öyle kurtuluyor. Ama hangi canlıların marslıların ölümüne yol açtığını söylemeyeceğim sürprizi kaçar. Orasını kitabı okuyup öğrenirsiniz. Birçok kez filmede çekilmiştir ancak biri hariç hepsi başarısız olmuştur. Başarılı olansa Steven Spielberg’ ün yönettiği başrolde Tom Cruise’ ın oynadığı 2005 yapımı Dünyalar Savaşı’ dır. Bu kitabı kesinlikle okumalısınız…
İngiliz yazar H.G.Wells’in 1898 tarihli bu kült bilimkurgu romanı,uzaylıların istilasını konu alan ilk kitap olma özelliği taşır.Kendinden sonra benzer konuda yazılan pek çok romana,uzaylılarla ilgili çekilen pek çok filme ilham kaynağı olmuştur.Dünyaların Savaşı romanın alegorik bir eser olduğunu da rahatlıkla söyleyebiliriz.1800’lü yıllarda İngiltere bir süper güç,(Bugün Amerika) aynı zamanda da bir sömürgeci devletti.Pekçok ülkeyi işgal etmişti İngiltere.Wells’de bundan faydalanıp bu sömürgeci devlete uzaydan daha doğrusu Mars’dan bir rakip getirtmiş ve Marslıların İngiltere’yi işgal edilişini anlatmıştır Dünyaların savaşı ile.Kitapta anlatılan Marslılar insanoğlundan çok daha üstün,teknolojik açıdan çok daha gelişmiş,fiziksel açıdan çok ama çok farklı,soğukkanlı,acımasız ve saldırgan yaratıklardır.İngiltere’ye gökyüzünden yıldırımlar eşliğinde dev silindirlerle inerler.Başta insanlar bu düşen kütlenin bir göktaşı olduğunu sanarlar.Ama sonradan silindirlerin açılmasıyla içinden üç ayaklı,yaklaşık 30 metre yüksekliğinde,böceğe benzeyen ve ısı ışını silahıyla donatılmış,yok edici devasa makineler çıkar.Bu makineleri Marslılar kullanmaktadır.Önlerine gelen herşeyi yakıp yıkmaya başlarlar.Marslıların ısı ışını silahlarıyla insanlar anında yanarak küle dönüşürler.Marslılar’ın tek amacı;insan ırkını yok edip Dünya’yı ele geçirmektir.Kendi gezenlerindeki doğal kaynakları tüketmişlerdir.Aynı zamanda onların gezegeninde küresel ısınma bizden çok daha önceden başlamıştır.Onlarda hayat Dünya’dan önce vardı.Daha Dünya yeni yeni yaratılırken onlar insanlardan daha önce var oldukları için teknolojik açıdan bizden çok daha ilerdedirler.Marslıların devasa büyüklükteki ölüm makineleri Dünya’daki yerçekim kuvvetinden dolayı ağır ağır hareket etmelerine rağmen İngiltere halkı yok olmanın eşiğindedir.Top-tüfek onlara karşı hiçbir işe yaramaz.Marslılar az sayıdaki insanı da yakalayıp kanlarını içmek için metal tuzaklara hapsederler.Sonra yanlarında getirdikleri,onların en değerli besin kaynağı olan kırmızı otların,burada yetişip büyüyebilmesi için kanımızı gübre olarak kullanırlar.Bu resmen Marslıların insanlara yaptığı bir soykırımdır.Üstelik zehirli gazları bile vardır.Kitap 19.yüzyılın sonlarında yazılmış bir roman olmasına rağmen değerini hala koruyor.Sanki bugün yazılmışçasına betimlemeleri,cümleleri çok iyi.Fazlasıyla da sürükleyici bir kitap.En son 2005’de yönetmen Steven Spielberg tarafından aynı adla filme de çekilmiş ve başrolünde Tom Cruise oynamıştı.Kitabı okumamış insanlar film hakkında cahil cahil yorumlar yapmıştı.Oysa ki gayet iyi bir Spielberg filmidir Dünyalar Savaşı.Filmde kitaptakinin aksine ana kahraman bir yazar değil,herşeyden umudunu kesmiş,hayattan hiçbir beklentisi olmayan,kıtkanaat geçinen sıradan bir liman işçisidir.Kitapta olaylar 1800’lü yılların İngilteresi’nde geçerken filmde olaylar günümüz Amerikası’nda ceyran etmektedir.Ama film romanın bu kadar değiştirilmesine rağmen enfes bir uyarlama olmuştur.Bence bilimkurgu romanlarını seviyorsanız Dünyaların Savaşını mutlaka okuyun derim sonra da dvd veya vcd’sini alıp usta yönetmen Steven Spielberg’ün çektiği filmini izleyin…
H.G.Wells’in kült bilim kurgu romanı Dünyaların Savaşı 2 kez Amerikalılar tarafından beyazperdeye aktarılmış. Ben ikinci çekim olan filmini izlemiştim. Yönetmeni Spielberg, başrolde de Tom Cruise böyle olunca filmden çok şey bekliyorsunuz ama sonuç bir sürü soru işareti. Bu yüzden kitabını okuma ihtiyacı duydum. Örneğin filmde marslıların nasıl öldüğü anlaşılmıyor. Filmle kitaptaki ısı ışını arasında çok farklılık var. Kitap birebir filme aktarılmamış sadece esinlenilmiş. Ondan da bir şey çıkmamış.Kitaba geldiğimizde; kitabın konusu, marsların Londra’dan (ya da tüm dünyanın Londra’dan ibaret olduğu (tam Amerikalılara göre bir konu tüm dünyayı Amerika’dan ibaret sanan zihniyete uygun yani)) başlayarak dünyayı istila etmeye başlaması, bu istila karşısında insanların çaresizliği, her zaman avcı olan insanoğlunun bu sefer av durumuna düşmesi ve insanların yenemediği, karşısında teknolojisinin aciz kaldığı marslıları dünyanın bakterilerine uyum sağlayamamasından dolayı öldüğü anlatılıyor. Kitabı çok beğenmedim. Anlatımı karmaşık, olaylar sanki kopuk, kitapta beni çok sarmadı filmi gibi açıkçası. İyi okumalar…
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
uzaylılar alttan alta dünyayı kuşatıp korkunç olması gereken bir işgale başlarken nedense fena halde uykum geliyordu. bayık bir romandı benim için.
Yazarın okuduğum ve yazarla tanıştığım ilk kitabı. H.G. Wells bu kitabında sağ eliyle sol kulağını gösterip Marslılar yoluyla insan ırkını eleştirmiştir; insanların doğaya ve birbirlerine karşı olan acımasızlığı olabilecek en güzel şekilde okuyucuya yansıtılmış. İlk olmanın eksikliklerini taşımaktan neredeyse uzak bir şekilde oldukça sade ve akıcı bir dille kitapta yazar Marslıların sebep olduğu insanların çaresizliğini başarılı psikolojik tahlillerle okuyucunun iliklerinde hissettirmiştir. Marslıların insanlara ve doğaya yaşattığı acımasızlıklar simgesel biçimde insanların kendilerine, hayvanlara ve diğer tüm canlı varlıklara yaptıkları acımasızlıklarla karşılaştırılmıştır. Marslıların bilimsel ve ruhsal tahlilleri de dönemin bilgi seviyesine göre yüksek sayılabilecek kadar iyidir. Kitabın sonunun daha ayrıntılı olmasını isterdim, olaylar çok hızlı bir şekilde ilerledi kitabın sonunda. Bu da bazı soru işaretlerinin oluşmasına sebep olmuş. (Örneğin anlatıcının, olayların sonunda kardeşinin ne durumda olduğundan bahsedilmemiş. Bu eksik bir olay örgüsüydü, kardeşinin durumu bildirilmeliydi.) Sonu daha iyi olabilirdi.Sonuç olarak bu türden hoşlananların bu kitabı –Dünyalar Savaşı- kesinlikle kütüphanelerinde bulundurması gerektiğine inanarak tavsiye ediyorum.(Ayrıca bu kitap kitapyurdu.com’dan yaptığım ilk alışverişti, hizmetten memnun kaldığımı belirtmek isterim.)
Marslıların dünyaya saldırdıkları ve önlerine gelen herşeyi yok ettikleri H.G.Wells’ in muhteşem bir kitabı. Kitapta insanların çaresizliğini adeta iliklerinizde hissediyorsunuz. İnsanlarla robotların içindeki marslıların savaşı tıpkı bir insanla solucanın mücadelesi gibi. Buna mücadele bile denemez. Çünkü kitaptaki savaş öyle adaletsiz ki insan yapımı hiçbir silah, teçhizat, teknoloji bu marslılara ve robotlarına işlemiyor ve insanların ve dünyanın çok büyük bir kısmı yok oluyor. H.G.Wells’ in hayalgücü çok iyiymiş. Yazıldığı tarihte muhteşem bir etki uyandırmış olmalı Dünyalar Savaşı. Nitekim bu uzaylılar, marslılar bir tür canlılar yüzünden ölüyorlar ve dünya ancak öyle kurtuluyor. Ama hangi canlıların marslıların ölümüne yol açtığını söylemeyeceğim sürprizi kaçar. Orasını kitabı okuyup öğrenirsiniz. Birçok kez filmede çekilmiştir ancak biri hariç hepsi başarısız olmuştur. Başarılı olansa Steven Spielberg’ ün yönettiği başrolde Tom Cruise’ ın oynadığı 2005 yapımı Dünyalar Savaşı’ dır. Bu kitabı kesinlikle okumalısınız…
İngiliz yazar H.G.Wells’in 1898 tarihli bu kült bilimkurgu romanı,uzaylıların istilasını konu alan ilk kitap olma özelliği taşır.Kendinden sonra benzer konuda yazılan pek çok romana,uzaylılarla ilgili çekilen pek çok filme ilham kaynağı olmuştur.Dünyaların Savaşı romanın alegorik bir eser olduğunu da rahatlıkla söyleyebiliriz.1800’lü yıllarda İngiltere bir süper güç,(Bugün Amerika) aynı zamanda da bir sömürgeci devletti.Pekçok ülkeyi işgal etmişti İngiltere.Wells’de bundan faydalanıp bu sömürgeci devlete uzaydan daha doğrusu Mars’dan bir rakip getirtmiş ve Marslıların İngiltere’yi işgal edilişini anlatmıştır Dünyaların savaşı ile.Kitapta anlatılan Marslılar insanoğlundan çok daha üstün,teknolojik açıdan çok daha gelişmiş,fiziksel açıdan çok ama çok farklı,soğukkanlı,acımasız ve saldırgan yaratıklardır.İngiltere’ye gökyüzünden yıldırımlar eşliğinde dev silindirlerle inerler.Başta insanlar bu düşen kütlenin bir göktaşı olduğunu sanarlar.Ama sonradan silindirlerin açılmasıyla içinden üç ayaklı,yaklaşık 30 metre yüksekliğinde,böceğe benzeyen ve ısı ışını silahıyla donatılmış,yok edici devasa makineler çıkar.Bu makineleri Marslılar kullanmaktadır.Önlerine gelen herşeyi yakıp yıkmaya başlarlar.Marslıların ısı ışını silahlarıyla insanlar anında yanarak küle dönüşürler.Marslılar’ın tek amacı;insan ırkını yok edip Dünya’yı ele geçirmektir.Kendi gezenlerindeki doğal kaynakları tüketmişlerdir.Aynı zamanda onların gezegeninde küresel ısınma bizden çok daha önceden başlamıştır.Onlarda hayat Dünya’dan önce vardı.Daha Dünya yeni yeni yaratılırken onlar insanlardan daha önce var oldukları için teknolojik açıdan bizden çok daha ilerdedirler.Marslıların devasa büyüklükteki ölüm makineleri Dünya’daki yerçekim kuvvetinden dolayı ağır ağır hareket etmelerine rağmen İngiltere halkı yok olmanın eşiğindedir.Top-tüfek onlara karşı hiçbir işe yaramaz.Marslılar az sayıdaki insanı da yakalayıp kanlarını içmek için metal tuzaklara hapsederler.Sonra yanlarında getirdikleri,onların en değerli besin kaynağı olan kırmızı otların,burada yetişip büyüyebilmesi için kanımızı gübre olarak kullanırlar.Bu resmen Marslıların insanlara yaptığı bir soykırımdır.Üstelik zehirli gazları bile vardır.Kitap 19.yüzyılın sonlarında yazılmış bir roman olmasına rağmen değerini hala koruyor.Sanki bugün yazılmışçasına betimlemeleri,cümleleri çok iyi.Fazlasıyla da sürükleyici bir kitap.En son 2005’de yönetmen Steven Spielberg tarafından aynı adla filme de çekilmiş ve başrolünde Tom Cruise oynamıştı.Kitabı okumamış insanlar film hakkında cahil cahil yorumlar yapmıştı.Oysa ki gayet iyi bir Spielberg filmidir Dünyalar Savaşı.Filmde kitaptakinin aksine ana kahraman bir yazar değil,herşeyden umudunu kesmiş,hayattan hiçbir beklentisi olmayan,kıtkanaat geçinen sıradan bir liman işçisidir.Kitapta olaylar 1800’lü yılların İngilteresi’nde geçerken filmde olaylar günümüz Amerikası’nda ceyran etmektedir.Ama film romanın bu kadar değiştirilmesine rağmen enfes bir uyarlama olmuştur.Bence bilimkurgu romanlarını seviyorsanız Dünyaların Savaşını mutlaka okuyun derim sonra da dvd veya vcd’sini alıp usta yönetmen Steven Spielberg’ün çektiği filmini izleyin…
H.G.Wells’in kült bilim kurgu romanı Dünyaların Savaşı 2 kez Amerikalılar tarafından beyazperdeye aktarılmış. Ben ikinci çekim olan filmini izlemiştim. Yönetmeni Spielberg, başrolde de Tom Cruise böyle olunca filmden çok şey bekliyorsunuz ama sonuç bir sürü soru işareti. Bu yüzden kitabını okuma ihtiyacı duydum. Örneğin filmde marslıların nasıl öldüğü anlaşılmıyor. Filmle kitaptaki ısı ışını arasında çok farklılık var. Kitap birebir filme aktarılmamış sadece esinlenilmiş. Ondan da bir şey çıkmamış.Kitaba geldiğimizde; kitabın konusu, marsların Londra’dan (ya da tüm dünyanın Londra’dan ibaret olduğu (tam Amerikalılara göre bir konu tüm dünyayı Amerika’dan ibaret sanan zihniyete uygun yani)) başlayarak dünyayı istila etmeye başlaması, bu istila karşısında insanların çaresizliği, her zaman avcı olan insanoğlunun bu sefer av durumuna düşmesi ve insanların yenemediği, karşısında teknolojisinin aciz kaldığı marslıları dünyanın bakterilerine uyum sağlayamamasından dolayı öldüğü anlatılıyor. Kitabı çok beğenmedim. Anlatımı karmaşık, olaylar sanki kopuk, kitapta beni çok sarmadı filmi gibi açıkçası. İyi okumalar…