Gidenler, oranın çölün ortasında bir vaha olduğunu söylüyor. Dünyada su sıkıntısının en fazla yaşandığı Rub'el Hali Çölü'nün ortasında, iki yaka anlamına gelen Dubai'de, yani dünyada en fazla yüzme havuzunun olduğu şehirde; gökdelenler, alışveriş merkezleri, anıtlar, çeşmeler, oteller yükseliyor. Sokaklarının bir tarafında sınırsız özgürlükleriyle Doğu Avrupalı kadınlar dolaşıyor, diğer tarafında camiden dağılan cemaat. O dünyanın hükümdarları, büyük meblağlar kaybetmeyi göze alan, denizleri yapay adalarla dolduran, deniz altında otel inşa eden, çölün ortasında 365 gün 24 saat boyunca içinde kar yağan kapalı kayak merkezleri inşa eden, uzaydan bakıldığında görünen deniz üstüne yapay adalarla şiirler yazdıran, dünyanın en yüksek yapılarını, en lüks otellerini inşa eden emirler...Çölden nefret eden bir halk düşünün; sürekli çölde yaşamış ama hep suyu, gölgeyi, ağacı özlemiş; işte budur bir kararda on binlerce hektarlık çölleri ormana dönüştüren iradenin kaynağı. Şimdi de Türkiye'ye geldiler. Bu topraklarda petrodolar aşısı çölde olduğu gibi tutacak mı? Tutmazsa, bu onları tatlı bir rüyadan uyandıracak. Peki ya tutarsa? Körfez sermayesi Türkiye'ye düzenli olarak gelirse biz de belki tatlı bir rüyaya dalarız. Tarihe bakın her zaman ya Kudüs'ün, Bağdat'ın, Kahire'nin ya da Viyana'nın, Roma'nın, Koeningsberg'in izi vardır. Batı Avrupa ve Mezopotamya kültürleri dışında dünyaya pek fazla bir şey veren başka merkez yok. Okuyalım ve hep beraber görelim; Körfez'in hükümdarları hayatımızda neleri değiştirecek?
Son yıllarda ‘’Arap Baharı’’ adı verilen gelişmeler ile tüm dünyanın, Ortadoğu ve Kuzey Afrika açılımı adı altındaki politika ile Türkiye’nin gündeminde daha fazla yer almaya başladı Arap Ülkeleri. 200 Milyon civarındaki nüfusu, zengin yer altı kaynakları, farklı kültürleri, bunlarla beraber bölünmüşlükleri ve bu yüzden yeterince etkinleştiremedikleri siyasi etkileri ile Arap toplumu önümüzdeki dönemde de artan bir şekilde dünya siyasi gündeminde yer almaya devam edecek gibi görünüyor. Bu gündemi takip edebilmek için Arap Toplumu hakkında biraz daha fazla bilgiye ihtiyacınız varsa, bu kitap tam size göre. Körfez ülkeleri olarak adlandırılan BAE, Katar, Kuveyt, Umman, Bahreyn’in ülke profilleri, tarihi (özellikle Körfez Savaşındaki tutumları), İdari yapıları ve ekonomileri hakkında genel bilgiler sıralanmış. Bütün bunlar, zihninizde genel bir profil çizmenize yarıyor. Daha sonra özel dosyalarda petrol, tartışmalı bölgeler ve tarafsız bölgeler incelenmiş. Katılıp katılmamak size kalmış ama en sondaki değerlendirme bölümüne özel olarak ilgi göstermenizi tavsiye ederim.
Kitap Yorumları - (2 Yorum)
Birleişik Arap Emirliklerinin tarihini anlatan bir kitap.Bölgeye ilgisi olanların okumasını öneririm
Son yıllarda ‘’Arap Baharı’’ adı verilen gelişmeler ile tüm dünyanın, Ortadoğu ve Kuzey Afrika açılımı adı altındaki politika ile Türkiye’nin gündeminde daha fazla yer almaya başladı Arap Ülkeleri. 200 Milyon civarındaki nüfusu, zengin yer altı kaynakları, farklı kültürleri, bunlarla beraber bölünmüşlükleri ve bu yüzden yeterince etkinleştiremedikleri siyasi etkileri ile Arap toplumu önümüzdeki dönemde de artan bir şekilde dünya siyasi gündeminde yer almaya devam edecek gibi görünüyor. Bu gündemi takip edebilmek için Arap Toplumu hakkında biraz daha fazla bilgiye ihtiyacınız varsa, bu kitap tam size göre. Körfez ülkeleri olarak adlandırılan BAE, Katar, Kuveyt, Umman, Bahreyn’in ülke profilleri, tarihi (özellikle Körfez Savaşındaki tutumları), İdari yapıları ve ekonomileri hakkında genel bilgiler sıralanmış. Bütün bunlar, zihninizde genel bir profil çizmenize yarıyor. Daha sonra özel dosyalarda petrol, tartışmalı bölgeler ve tarafsız bölgeler incelenmiş. Katılıp katılmamak size kalmış ama en sondaki değerlendirme bölümüne özel olarak ilgi göstermenizi tavsiye ederim.