Dinler gerçekte modern bilim araştırmalarını bir kısmının öngördüğü şekilde çok tanrılıktan evrimleşen bir kurgu üzerine mi temellenmiştir yoksa tersi mi doğrudur? Çok tanrılı inanç sistemi tek Tanrı fikrinin bozulumu sonucu meydana gelmiş olamaz mı? Elinizdeki kitabın en büyük amacı da bu bakışın dikkate değer olduğunu vurgulamaya çalışmaktır. Dinin dejenerasyonu genelde iki şekilde olur. Biri kendiliğinden dejenerasyon, diğeri ise kutsal kitapların yahut öğretilerin kasıtlı maksatlı olarak değiştirilmesini içeren suni dejenerasyon.
Dinlerin tevhidden sapma yoluyla çoktanrıcılığa evrildiği görüşüne katılmıyor ve burada iki yönlü bir hareketin eşzamanlı olarak varolabileceğini düşünüyorum.Birincisi, evrilme hareketiyle ilgili mevcut pozitivist izahı yani çoktanrıcılıktan tevhide yöneliş hareketinin tabii bir seyir olarak kesinlikle yaşandığını , diğer yandan ikincil olarak her toplumun içinden vehbi ve kesbi olarak üretilen vahiy taşıyıcıları ile tevhid inancının dönem dönem yeşertildiğini düşünüyorum. Bu geçişlerde, her iki inanç yapısına dair bazı ögeler yeşertilen veya bozuma uğratılan yapı içindeki bazı ögelerin yerini almış olabilir. Tabiri caizse, eski kavramlar alınıp toplumsal muhayyile de içi yeniden doldurulmuştur diyebiliriz. Yazarın kitabın bir yerinde -mealen- vurguladığı “tevhitte içrek olan yaratıcılık fikri ile dişi güçler, ana tanrıça ve toprak ana kültleri” arasında kurduğu ilişkiler bu geçişlerin tipik örneğidir.Pozitivizm vahyi reddettiği için, bilim nazarıyla bakıldığında bu düşünceme belki bir paye verilemez, fakat bu düşüncenin tevhidi kimlikle bağdaştığını söylemek mümkün olacaktır.Öte yandan, yazarın arkeolojik materyalleri hatırı sayılır bir ölçüde kullanmasını övgüye değer bulduğumu ifade etmek istiyorum. Özellikle Hz.İbrahim’in Urfa ile hiç ilişkilendirilemeyecek bir şahsiyet olarak sunulması, tarihi mekanlara dair taşıdığımız bilgilerin güvenirliğini sorgulatıyor.
Kürşat Bey gerçekten konuya vakıf bir şekilde insanların din anlayışlarında nelerin etkili olduğu ile ilgili güzel bilgiler ve daha da önemlisi bunların referanslarını yani kaynak bilgilerini de bizlere sunmuş. Güzel bir kitap…
Kitap Yorumları - (2 Yorum)
Dinlerin tevhidden sapma yoluyla çoktanrıcılığa evrildiği görüşüne katılmıyor ve burada iki yönlü bir hareketin eşzamanlı olarak varolabileceğini düşünüyorum.Birincisi, evrilme hareketiyle ilgili mevcut pozitivist izahı yani çoktanrıcılıktan tevhide yöneliş hareketinin tabii bir seyir olarak kesinlikle yaşandığını , diğer yandan ikincil olarak her toplumun içinden vehbi ve kesbi olarak üretilen vahiy taşıyıcıları ile tevhid inancının dönem dönem yeşertildiğini düşünüyorum. Bu geçişlerde, her iki inanç yapısına dair bazı ögeler yeşertilen veya bozuma uğratılan yapı içindeki bazı ögelerin yerini almış olabilir. Tabiri caizse, eski kavramlar alınıp toplumsal muhayyile de içi yeniden doldurulmuştur diyebiliriz. Yazarın kitabın bir yerinde -mealen- vurguladığı “tevhitte içrek olan yaratıcılık fikri ile dişi güçler, ana tanrıça ve toprak ana kültleri” arasında kurduğu ilişkiler bu geçişlerin tipik örneğidir.Pozitivizm vahyi reddettiği için, bilim nazarıyla bakıldığında bu düşünceme belki bir paye verilemez, fakat bu düşüncenin tevhidi kimlikle bağdaştığını söylemek mümkün olacaktır.Öte yandan, yazarın arkeolojik materyalleri hatırı sayılır bir ölçüde kullanmasını övgüye değer bulduğumu ifade etmek istiyorum. Özellikle Hz.İbrahim’in Urfa ile hiç ilişkilendirilemeyecek bir şahsiyet olarak sunulması, tarihi mekanlara dair taşıdığımız bilgilerin güvenirliğini sorgulatıyor.
Kürşat Bey gerçekten konuya vakıf bir şekilde insanların din anlayışlarında nelerin etkili olduğu ile ilgili güzel bilgiler ve daha da önemlisi bunların referanslarını yani kaynak bilgilerini de bizlere sunmuş. Güzel bir kitap…