Gelenek ve görenekler, eski âdetler, halk kültürünün ürünü olan Folklorik unsurlarla dilimiz, dinimiz, tarihimiz bizi biz yapan ortak değerlerin başında gelirler. Onlardan uzaklaştıkça benliğimizi yitiririz. Yüce Allah Kur'an-ı Kerim'deki Hucurat Sûresi'nde, "... tanışıp kaynaşasınız diye sizi milletlere, boylara ayırdık.. .* buyuruyor. Tanışıp kaynaşma, kurulan ilişkilerle olur. Her topluluğun kendine has gelenekleri ve bağlı olduğu birtakım değerleri vardır. Gelenekler kanunla belirlenmiş olmayıp toplumların kendiliklerinden uydukları kurallar bütünüdür. Başka toplumlarla kurulan ilişkiler sonunda gelenek ve görenekler de olgunlaşır. Bu, bir kültür alışverişidir. Önemli olan bir şeyler alırken ve bir şeylerden etkilenirken bunları kendi değer yargılarımızın süzgecinden geçirmesini bilmektir.Günümüzde, teknolojide ve sosyal alanda ki hızlı gelisime paralel olarak gelenek ve göreneklerimizde büyük bir yozlaşma, yıpranma var. Çünkû; toplumlar bazı davranısları kendi süzgeçlerînden geçiremeden kabullenmek zorunda kalıyorlar. Bunda hızla artan televizyon kanallarının, internet sitelerinin, çeşitli gazetelerle dergilerin büyük rolü var. Kendi kabuğumuza çekilip oturamayız. Elbette toplum içinde yaşayacağız ve elbette yalnızca kendi ülkemizi değil dünyayı da tanıyacağız. Ancak bütün bunları yaparken Türk Milleti'nin bir ferdi olduğumuzu, dilimizi, tarihimizl, inançlarımızı, kültür değerlerimizi bir kenara bırakamayız.
Kitap Yorumları - (0 Yorum)