Sünni Siyasal Düşüncenin Gelişimi- Hilafet ve demokrasiyi bir araya getirmek mümkün müdür?- Uzun süre Müslümanları meşgul eden, kiminin olumlu kiminin olumsuz cevap verdiği bir soru…- Olumsuz cevap verenlerin bazıları “İslam”ı terk ederek “demokrasi”yi seçerken…- Bazıları Demokrasiden uzak durarak İslam’ı tercih ederler.- Ancak… Gerçekten de “İslam” ve “Demokrasi” birbiri ile çelişir mi?- Yoksa Demokrasi sadece bu zamana kadar kimilerinin “İslam” adıyla bize taşıdıkları totaliter düşünceye mi aykırıdır?..- Bu kitap klasik Sünni siyasi düşüncenin demokratik olmadığını ileri sürerken totaliter hilafet sisteminin de “İslamî” olmadığını söylemekte ve yeni bir İslami siyasi düşünce biçimi önermektedir.- Demokrasi ile İslam’ın çatışmadığı…- Hatta: “Demokrasi İslamın özünde yer alır, çünkü İslam adalet ve Şura’ı emreder. Oysa totaliter sistemlerde adalet olmaz…” fikrini savunmakta ve…- Halk iradesine dayalı demokrasi çağrısı yapmaktadır.
Yazarın tam olarak hangi mezhep çizgisinde durduğu net değildir.Şia’da yanlış olarak gördüğü bir iki noktaya değindikten sonra ehli sünnet alimlerine yüklenmeye başlar ve kitabın nerdeyse tamamında bu alimleri körü körüne zalim sultanlara boyun eğmekle itham eder.Kitabına aldığı alimlerin fetvalarının etraflıca ele alınması gerekirdi yani bu alimler tam olarak neyi kast etmişlerdi onlar acaba zalim sultana karşı çıkıldığında daha çok kan ve gözyaşına sebeb olacaksa,bu noktada sabırlı olunması gerektiğini kast etmiş olamazlarmı.Her ne kadar kitabın sonunda ehli sünnet alimlerinden zalimlere karşı başkaldırı fikrini kabul edenlerdende örnek vermişsede bu diğer örneklerin yanında sönük kalmıştır.Benim dikkatimi çeken diğer bir nokta ise bazı hadislere çok rahatlıkla uydurma demesidir.Uydurma hadis olmamıştır demiyorum,ama bu hadislerin uydurma olduğunun ölçüsü salt akıllar olacaksa bu ne kadar sağlıklı bir ölçü olur.Kitabın okunması faydalı olur düşüncesindeyim insanın ufkunu açıyor.En azından benim ufkumu biraz daha açtı.
Kitap Yorumları - (1 Yorum)
Yazarın tam olarak hangi mezhep çizgisinde durduğu net değildir.Şia’da yanlış olarak gördüğü bir iki noktaya değindikten sonra ehli sünnet alimlerine yüklenmeye başlar ve kitabın nerdeyse tamamında bu alimleri körü körüne zalim sultanlara boyun eğmekle itham eder.Kitabına aldığı alimlerin fetvalarının etraflıca ele alınması gerekirdi yani bu alimler tam olarak neyi kast etmişlerdi onlar acaba zalim sultana karşı çıkıldığında daha çok kan ve gözyaşına sebeb olacaksa,bu noktada sabırlı olunması gerektiğini kast etmiş olamazlarmı.Her ne kadar kitabın sonunda ehli sünnet alimlerinden zalimlere karşı başkaldırı fikrini kabul edenlerdende örnek vermişsede bu diğer örneklerin yanında sönük kalmıştır.Benim dikkatimi çeken diğer bir nokta ise bazı hadislere çok rahatlıkla uydurma demesidir.Uydurma hadis olmamıştır demiyorum,ama bu hadislerin uydurma olduğunun ölçüsü salt akıllar olacaksa bu ne kadar sağlıklı bir ölçü olur.Kitabın okunması faydalı olur düşüncesindeyim insanın ufkunu açıyor.En azından benim ufkumu biraz daha açtı.