Çivisi Çıkan Dünya Covid-19 Salgını Üzerine Muhasebeler
Tanıtım Bülteni
Covid-19 salgını hepimizi gafil avladı. Salgınların mazide kaldığını zannediyor, modern yaşam tarzımızın içten içe yol açtığı sorunları görmezden geliyorduk. Fakat şimdi öyle bir durumdayız ki dünyanın dört bir yanındaki her birey, ister kendisini ister başkalarını korumak için olsun, her an ne yaptığına dikkat etmek zorunda. Çivisi Çıkan Dünya: Covid-19 Salgını Üzerine Muhasebeler’de makalelerini bir araya getirdiğimiz önemli düşünce insanları, her an neler yaptığımız/yapmamız gerektiği sorununu kapsamlı bir arka planda ele alıyorlar. Ama bunu yaparken komplocu bir “büyük resim” çizmek yerine felsefe, sosyoloji, antropoloji, siyasal iktisat, biyoloji gibi disiplinlerin birikimine ve eleştirel düşüncenin gücüne yaslanarak ayakları yere basan ve ufku daha iyi bir gelecek ihtimaline dönük bir tartışma sahası açıyorlar. Bu salgınla sahici bir yüzleşmeye girişeceksek, Çivisi Çıkan Dünya’daki seslerin her kesimden insana söyleyebileceği çok şey var. “…panik gerçek tehditlerle başa çıkmak için uygun bir yol değildir. Panik içinde tepki vermek aslında tehdidi çok da ciddiye almadığımızı gösterir. Sadece haddinden fazla tuvalet kağıdı satın almanın ne kadar saçma olduğunu düşünün: sanki ölümcül bir salgında tek derdimiz yeterli sayıda tuvalet kağıdıymış gibi.”Slavoj Žižek
Bir derleme, ya da daha doğru bir tabirle salgın üzerine muhasebeler. Felsefe, antropoloji, tarih, biyoloji gibi alanlarda önemli bilim adamlarının, düşünürlerin, yazarların 2020 yılında yazmış olduğu yazılarının bir toplamı.
Böylesine ölümcül bir tehdit, yazılarla anlaşılabilir mi bilmiyorum ama “Salgının ilk günlerinde hastalığın kendisinden daha hızlı yayılan korona virüs komplo teorileri” (s.105) diyen Josh Gabert-Doyon’un ifadesi, yazılardaki argümanların geçerliliğini benim nezdimde sağlamlaştırmıştır.
Covid-19 Epidemik bir icad mıydı bilemiyorum ama Giorgio Agamben kitabın 15. sayfasında, “mevcut durumdan kazanılabilecek yegâne olumlu şey şu: İnsanlar daha önceki yaşama tarzlarının doğru olup olmadığını kendilerine sormaya başlayabilirler.” diyerek, varolan yaşamımızın muhasebesini sorgulatmıştır. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kaos yaratan bu salgında, panikle marketlere saldıran toplumu Slavoj Zizek ” panik içinde tepki vermek aslında tehdidi çok da ciddiye almadığımızı gösterir.” ( s.20) diyerek, “Sadece haddinden fazla tuvalet kâğıdı satın almanın ne kadar saçma olduğunu ve sanki ölümcül bir salgında tek derdimizin yeterli sayıda tuvalet kağıdı almak olan” paronayak bir toplumsal paniği de ironik bir şekilde eleştirmiştir.
Panagiotis Sotiris, Covid-19 salgınına karşı alınan tedbirleri biyopolitika olarak değerlendirip, zorla aşılamadan, kamusal yasaklara kadar derin bir analiz yapmıştır. Adam Tooze, “herşeyin başı ekonomi” mitinin parçalandığını belirtmiş; Mike Davis, Wuhandan dersler çıkarmış; David Harvey ise Covid 19 günlerinde Anti-Kapitalist siyaseti işlemiştir. Bruno Latour ise bu salgın için kostümlü prova mı diyerek “Sağlık krizinin, bizleri iklim değişimine hazırladığı” ( s.57) tezini sunmuştur.
Burada sayamadığım daha birçok yazar ve yazıları, pandemi ve salgın sürecini anlama yönünde okuyucuya önemli bir ışık tutmuştur. Son olarak şunu söyleyebilirim ki; Rob Wallace’ın dediği gibi “Kazanmamız gereken bir gezegen var. “(s.121)
Kitap bilgilendirici ve keyifle okunacak bir eser.
Kitap, Covid-19 salgını hakkında farklı uzman, entelektüel ve yazarların fikirlerine yer veren arşiv niteliğinde bir derlemedir. Salgının sağlık açısından yansımasından ziyade kitapta; toplumsal, siyasal, finansal ve sosyolojik açıdan değerlendirmelerine yer verilmiş. Normalliğin çivisinin geri çakılamayacağına işaret edebilmek için ise kitaba yayınevi “çivisi çıkan dünya” başlığını verdiklerini belirtmiş. Yazılı olarak bir araya getirilen görüşlerin genelinde batı dünyasının olaylara nasıl yaklaştığını ve yorumladığını gözler önüne seren önemli bir belge ortaya çıkmış diyebiliriz.
Özellikle Giorgio Agamben’in İtalyan toplumunun salt yaşam dışında artık hiçbir şeye inanmadığını ve bunun da onları ayrıştırdığını belirtmesi ve makalesinin sonlarına doğru şu soruyu ortaya atması bence önemlidir: “Hayatta kalmak dışında başka bir değeri olmayan bir toplum nedir?”
Kitapta Adam Tooze, Mike Davis, Massimo De Angelis, İngar Solty ve Josh Gabert Doyon’un yazılarına Türkçede ilk kez bu kitapta yer verilmiş. Amerikalı, İngiliz, İtalyan, Alman, Fransız vd. yazarlar tarafından ele alınan makalelerde ortaya atılan görüşler, içinde bulunduğumuz dönemin değerlendirilmesi açısından önemli bir belge niteliğindedir. Kendi toplumunuzla kıyaslama ihtiyacı duyduğunuz yaklaşımlarda batılı bir göz, bir küresel bakış açısı olarak ele alınabilecek, kitaptaki fikir ve görüşlerden faydalanılabilecek bir kaynak özelliği taşımaktadır. Özetle dayanışma, kolektif yaklaşım, birlik ve beraberlik gibi çözümlerin ileri sürüldüğü akademik bir derleme olmuş diyebilirim.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Bir derleme, ya da daha doğru bir tabirle salgın üzerine muhasebeler. Felsefe, antropoloji, tarih, biyoloji gibi alanlarda önemli bilim adamlarının, düşünürlerin, yazarların 2020 yılında yazmış olduğu yazılarının bir toplamı.
Böylesine ölümcül bir tehdit, yazılarla anlaşılabilir mi bilmiyorum ama “Salgının ilk günlerinde hastalığın kendisinden daha hızlı yayılan korona virüs komplo teorileri” (s.105) diyen Josh Gabert-Doyon’un ifadesi, yazılardaki argümanların geçerliliğini benim nezdimde sağlamlaştırmıştır.
Covid-19 Epidemik bir icad mıydı bilemiyorum ama Giorgio Agamben kitabın 15. sayfasında, “mevcut durumdan kazanılabilecek yegâne olumlu şey şu: İnsanlar daha önceki yaşama tarzlarının doğru olup olmadığını kendilerine sormaya başlayabilirler.” diyerek, varolan yaşamımızın muhasebesini sorgulatmıştır. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kaos yaratan bu salgında, panikle marketlere saldıran toplumu Slavoj Zizek ” panik içinde tepki vermek aslında tehdidi çok da ciddiye almadığımızı gösterir.” ( s.20) diyerek, “Sadece haddinden fazla tuvalet kâğıdı satın almanın ne kadar saçma olduğunu ve sanki ölümcül bir salgında tek derdimizin yeterli sayıda tuvalet kağıdı almak olan” paronayak bir toplumsal paniği de ironik bir şekilde eleştirmiştir.
Panagiotis Sotiris, Covid-19 salgınına karşı alınan tedbirleri biyopolitika olarak değerlendirip, zorla aşılamadan, kamusal yasaklara kadar derin bir analiz yapmıştır. Adam Tooze, “herşeyin başı ekonomi” mitinin parçalandığını belirtmiş; Mike Davis, Wuhandan dersler çıkarmış; David Harvey ise Covid 19 günlerinde Anti-Kapitalist siyaseti işlemiştir. Bruno Latour ise bu salgın için kostümlü prova mı diyerek “Sağlık krizinin, bizleri iklim değişimine hazırladığı” ( s.57) tezini sunmuştur.
Burada sayamadığım daha birçok yazar ve yazıları, pandemi ve salgın sürecini anlama yönünde okuyucuya önemli bir ışık tutmuştur. Son olarak şunu söyleyebilirim ki; Rob Wallace’ın dediği gibi “Kazanmamız gereken bir gezegen var. “(s.121)
Kitap bilgilendirici ve keyifle okunacak bir eser.
Kitap, Covid-19 salgını hakkında farklı uzman, entelektüel ve yazarların fikirlerine yer veren arşiv niteliğinde bir derlemedir. Salgının sağlık açısından yansımasından ziyade kitapta; toplumsal, siyasal, finansal ve sosyolojik açıdan değerlendirmelerine yer verilmiş. Normalliğin çivisinin geri çakılamayacağına işaret edebilmek için ise kitaba yayınevi “çivisi çıkan dünya” başlığını verdiklerini belirtmiş. Yazılı olarak bir araya getirilen görüşlerin genelinde batı dünyasının olaylara nasıl yaklaştığını ve yorumladığını gözler önüne seren önemli bir belge ortaya çıkmış diyebiliriz.
Özellikle Giorgio Agamben’in İtalyan toplumunun salt yaşam dışında artık hiçbir şeye inanmadığını ve bunun da onları ayrıştırdığını belirtmesi ve makalesinin sonlarına doğru şu soruyu ortaya atması bence önemlidir: “Hayatta kalmak dışında başka bir değeri olmayan bir toplum nedir?”
Kitapta Adam Tooze, Mike Davis, Massimo De Angelis, İngar Solty ve Josh Gabert Doyon’un yazılarına Türkçede ilk kez bu kitapta yer verilmiş. Amerikalı, İngiliz, İtalyan, Alman, Fransız vd. yazarlar tarafından ele alınan makalelerde ortaya atılan görüşler, içinde bulunduğumuz dönemin değerlendirilmesi açısından önemli bir belge niteliğindedir. Kendi toplumunuzla kıyaslama ihtiyacı duyduğunuz yaklaşımlarda batılı bir göz, bir küresel bakış açısı olarak ele alınabilecek, kitaptaki fikir ve görüşlerden faydalanılabilecek bir kaynak özelliği taşımaktadır. Özetle dayanışma, kolektif yaklaşım, birlik ve beraberlik gibi çözümlerin ileri sürüldüğü akademik bir derleme olmuş diyebilirim.
Günümüz distopyası covid19 hakkında muhteşem bir derleme.
Hiç beklemediğim bilgilerle ve bakış açıları ile karşılaştım.
geleceğe dair ışık tutan bir kitap