Bir şenlik içinde görünen Beyoğlu, şehrin asıl hikayesini boş yere saklamaya çabalıyordu. Çünkü Köprü'yü geçer geçmez, cami avlularından tek katlı fakir evlere, bozgunlardan çıkagelmiş kılıç artıkları öbek öbek üşüşüyor, bitkin halleri, pejmürde kılıkları ve yalnızca açlığı söyleyen bakışlarıyla o kılıç artıkları, payitahtın hala varlıklıca kalmış insanından daima merhamet dileniyordu.
Yazar Cemil Şevket Bey’in şahsında 2. Abdülhamit’in son günlerinden başlayarak girdiğimiz çeşitli savaşlar , Cumhuriyet , 27 Mayıs dönemleri 12 Eylül 1980 e kadar arka planda okuyucuya yansıtılarak adı dillerden düşmeyen hürriyetin hep bir ütopya olarak kaldığı ima ediliyor.
selim ileri bir kültür adamı. romanları da kültürcüdür. kültürel yozlaşmanın züppeliğin inceliğin ve değişmenin tarihini anlatır hep. “revolver” buna iyi bir örnek teşkil ediyor. selim ileri’yi “bodrum” kitabıyla tanıyanlar oradaki ince burjuva eleştirisini bulamayacaklarsa da ileri’nin hiçbir zaman belli bir çıtanın altına düşmeyen dil beğenisinden ve onun iflah olmaz bir nostalji tutkununun elinden çıktığı belli olan dönem tasvirlerinden büyük keyif alabilir bence.
Selim İleri bir romancıdan ziyade eleştirmen gibi yazıyor eserlerini. Bu eser de genel olarak Cemil Şevket Bey’in bir eleştirisi. Farklı bir tarzı olmasına rağmen okuyanı fazla da etkileyebildiğini düşünmüyorum. Bazı bölümlerde sıkıldığımı söyleyebilirim.
Kitap Yorumları - (4 Yorum)
kitap arar ara sıksa da tarihi akışı iyi kurgulanmış. tavsiye ederim.
Yazar Cemil Şevket Bey’in şahsında 2. Abdülhamit’in son günlerinden başlayarak girdiğimiz çeşitli savaşlar , Cumhuriyet , 27 Mayıs dönemleri 12 Eylül 1980 e kadar arka planda okuyucuya yansıtılarak adı dillerden düşmeyen hürriyetin hep bir ütopya olarak kaldığı ima ediliyor.
selim ileri bir kültür adamı. romanları da kültürcüdür. kültürel yozlaşmanın züppeliğin inceliğin ve değişmenin tarihini anlatır hep. “revolver” buna iyi bir örnek teşkil ediyor. selim ileri’yi “bodrum” kitabıyla tanıyanlar oradaki ince burjuva eleştirisini bulamayacaklarsa da ileri’nin hiçbir zaman belli bir çıtanın altına düşmeyen dil beğenisinden ve onun iflah olmaz bir nostalji tutkununun elinden çıktığı belli olan dönem tasvirlerinden büyük keyif alabilir bence.
Selim İleri bir romancıdan ziyade eleştirmen gibi yazıyor eserlerini. Bu eser de genel olarak Cemil Şevket Bey’in bir eleştirisi. Farklı bir tarzı olmasına rağmen okuyanı fazla da etkileyebildiğini düşünmüyorum. Bazı bölümlerde sıkıldığımı söyleyebilirim.