Türkiye'de yaşayan Amerikalı bir yazarın Eyüp Mezarlığı'nda ortadan kaybolmasıyla başlayan esrarengiz olaylar zinciri hem Türk, hem de Amerikan istihbaratının ilgisini çekmiştir. Bir MİT görevlisi ve CIA ajanı, olayı soruşturmakla görevlendirilir. İstihbaratçılar olan biteni anlamak için işe koyulunca karmaşık bir labirente daldıklarının da farkına varırlar. Esrarengiz olaylar zinciri devam etmektedir ve karşılarındaki katil son derece bilinçli ve zekice hareket eden biridir. Kurbanlarının kanlarıyla ilginç resimler yapmakta ve suçluları cezalandırdığını düşünmektedir. İki istihbarat servisine bağlı ajanların olayı çözümlemek konusundaki farklı yaklaşımları ve uyguladıkları yöntemler kimi zaman ilginç rekabetlere kapı aralıyor.
Ferhat Ünlü’nün romancılığının gölgede kalmasına üzülenlerdenim, birincisi iyi bir okuyucu, bunu metinlerinde görüyorsunuz. Kurmacası merak uyandırıyor, soluksuz okutuyor, tüm kitapları tek elden yeniden basılmalı.
Şimdiye kadar polisiye roman okumamıştım. Yazarın ilk yazdığı polisiye romanıymış. Benim de ilk okuduğum polisiye roman. Yalnızca polisiye değil, siyasi de. CIA, MIT ajanlarının ortak çalışmasını anlatıyor. Değişik olduğu için hoşuma gitti. Pink Floyd’tan parça sözleri de ilave edince, daha da hoş oldu. Tesadüfen ben de bu gruba hayran birisiyim. Okuması kolay, anlaşılır bir dille yazılmış. Sadece “fark” yerine “ayrım” kelimesini kullanması dikkatimi çekti. İkinci romanını da alacağım.
uzun zamandır polisiye türde kitap okumuyordum.tercihimi türk yazarlardan yana kullandım.bunu da ilk kez bu tarzı deneyen birinden yana kullanıp ,bundan da memnun olan bir okur olarak yazıyorum.kitap ilginç bir konuyla başlayıp insanı sürükleyen ve sürpriz bir sonla biten değişik bir kitap.amerikalı bir ajanın ağzından olaylar anlatılıp,ortağı olan türk ajanın üstünlüğünü kabul etmesiyle devam eden kitabı,polisiyeden hoşlanan okurlara tavsiye ediyorum.
Kitabı elime aldığımda – yazarın ilk polisiye roman denemesi olduğunu bildiğimden olsa gerek- çok fazla bir beklentim yoktu. Ancak şu anda şunu söyleyebilirim ki beklenti yaratacak bir yazar var karşımızda…Bildiğim kadarı ile polisiye roman türünde olayla bağlantısı olmayan hiçbir ayrıntı üzerinde durulmaz çünkü dikkat dağıtır. Ancak kitapta ilgisiz birçok ayrıntı yer almış. Bunlardan en önemlisi ise Yeşim İnan karakteri idi. Evet Collins’in kadına bakış açısını ortaya koyuyor ancak olayla bağlantı kurmuyor. Yazar çok açık bir şekilde kendi düşüncelerini krakterlerle ve olayın kurgusu ile bağlantı gözetmeksizin aktarmış. Böylece romanda kopmalara yol açmış.Romanda dikkatimi çeken diğer bir unsur ise bütün kitaba hakim olan Amerikan tarzı konuşma sitili idi. Karakterlerin çoğunun yabancı olması bu tarzı birazda haklı kılıyor olsada olaylar zincirinin Türkiye’de geçtiğine inanmak hayli güçleşiyor. Bunun birazda polisiye romanlarda ki Amerikan hegomonyasından kaynaklandığını düşünsemde belli bir tarza sahip olabilmek için buna dikkat edilmesi görüşündeyim. Kitabın finaline gelindiğinde ise tutarlı bir finalle karşılaştığımı söyleyemeyeceğim. Kitabın adının ise romana oturmadığını ve buzdan gözyaşınında romandaki kopuk öğelerden biri olup asıl olayla direkt bağlantısı bulunmadığından kitabın ismi olmaya hak kazanmadığını belirtmek isterim. Herşeye rağmen kitap zevkle okunacak kadar sürükleyici….Aylin TEZCAN
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Ferhat Ünlü’nün romancılığının gölgede kalmasına üzülenlerdenim, birincisi iyi bir okuyucu, bunu metinlerinde görüyorsunuz. Kurmacası merak uyandırıyor, soluksuz okutuyor, tüm kitapları tek elden yeniden basılmalı.
Heyecanlı bir polisiye. Yalnız sonu biraz uçuk olmuş 🙂
Şimdiye kadar polisiye roman okumamıştım. Yazarın ilk yazdığı polisiye romanıymış. Benim de ilk okuduğum polisiye roman. Yalnızca polisiye değil, siyasi de. CIA, MIT ajanlarının ortak çalışmasını anlatıyor. Değişik olduğu için hoşuma gitti. Pink Floyd’tan parça sözleri de ilave edince, daha da hoş oldu. Tesadüfen ben de bu gruba hayran birisiyim. Okuması kolay, anlaşılır bir dille yazılmış. Sadece “fark” yerine “ayrım” kelimesini kullanması dikkatimi çekti. İkinci romanını da alacağım.
uzun zamandır polisiye türde kitap okumuyordum.tercihimi türk yazarlardan yana kullandım.bunu da ilk kez bu tarzı deneyen birinden yana kullanıp ,bundan da memnun olan bir okur olarak yazıyorum.kitap ilginç bir konuyla başlayıp insanı sürükleyen ve sürpriz bir sonla biten değişik bir kitap.amerikalı bir ajanın ağzından olaylar anlatılıp,ortağı olan türk ajanın üstünlüğünü kabul etmesiyle devam eden kitabı,polisiyeden hoşlanan okurlara tavsiye ediyorum.
Kitabı elime aldığımda – yazarın ilk polisiye roman denemesi olduğunu bildiğimden olsa gerek- çok fazla bir beklentim yoktu. Ancak şu anda şunu söyleyebilirim ki beklenti yaratacak bir yazar var karşımızda…Bildiğim kadarı ile polisiye roman türünde olayla bağlantısı olmayan hiçbir ayrıntı üzerinde durulmaz çünkü dikkat dağıtır. Ancak kitapta ilgisiz birçok ayrıntı yer almış. Bunlardan en önemlisi ise Yeşim İnan karakteri idi. Evet Collins’in kadına bakış açısını ortaya koyuyor ancak olayla bağlantı kurmuyor. Yazar çok açık bir şekilde kendi düşüncelerini krakterlerle ve olayın kurgusu ile bağlantı gözetmeksizin aktarmış. Böylece romanda kopmalara yol açmış.Romanda dikkatimi çeken diğer bir unsur ise bütün kitaba hakim olan Amerikan tarzı konuşma sitili idi. Karakterlerin çoğunun yabancı olması bu tarzı birazda haklı kılıyor olsada olaylar zincirinin Türkiye’de geçtiğine inanmak hayli güçleşiyor. Bunun birazda polisiye romanlarda ki Amerikan hegomonyasından kaynaklandığını düşünsemde belli bir tarza sahip olabilmek için buna dikkat edilmesi görüşündeyim. Kitabın finaline gelindiğinde ise tutarlı bir finalle karşılaştığımı söyleyemeyeceğim. Kitabın adının ise romana oturmadığını ve buzdan gözyaşınında romandaki kopuk öğelerden biri olup asıl olayla direkt bağlantısı bulunmadığından kitabın ismi olmaya hak kazanmadığını belirtmek isterim. Herşeye rağmen kitap zevkle okunacak kadar sürükleyici….Aylin TEZCAN