Mitolojiden magazine, budalalıktan arabeske, aşktan mizaha, kapitalizmden komünizme, batılılaşmaktan oryantalizme, politikadan sanata, nitelikli okurdan safderun aydınlara kadar pek çok konuda dolaşıyor Hilmi Yavuz bu kitabındaki yazılarında. Her zamanki zarif mizah anlayışıyla, dokundurmalarıyla, iğnelemeleriyle, alaycı üslubuyla, sınırları aşmayan, yerinde eleştirileriyle zamanın imbiğinden geçirdiği düşüncelerini renkli bir dille aktarıyor yine. Yer yer duygusallaşsa da somut gerçeklerin asla dışına çıkmayarak genel ya da özel konulardaki duruşunu, sohbet havasında okuruyla paylaşırken, Heraklietos'tan 11 Eylül'e, geçmişin ve şimdinin izlerinin üzerinden geçerken, şair ve düşünür kimliğinin damgası okunuyor yazılarında. Maske ile gerçek arasındaki ilişki nedir? Aşk'ın anlamı var mıdır, yoksa aşk'ın kendisi mi anlamdır? Aşk'ı yazmamış şair var mıdır? Edebiyat eserlerinden hiç söz edilmemesi bir sükut suikastı mıdır? Türkiye'nin asıl sorunu, batılılaşmak ya yda batılılaşmamak mıdır?
Budalalığın keşfine çıkarken yanınıza ne alırdınız? Kadim şiirlerin şairi de böyle düşünmüş olmalı ki, batıdan doğuya ‘güldüren’ düşünceden soytarılığa rengarenk bir coğrafyayı keşfediyoruz okudukça.. Budalalığı keşfettikçe..
Kısa denemelerden oluşan bir eser. Çok müthiş geçeklere işaret edebilecek bir kitap. Anlatım dili gayet sade ve anlaşılabilir. Çok akıcı. Okunduktan sonra saklanarak tekrar tekrar okunabilir bir kitap. Kısa bir alıntı yapmak çok faydalı olabilir: “Şiir ya da düzyazı anlaşılır mı olmalı? Ya da şöyle: Bir metnin anlaşılmıyor olması, o metni değersizleştirir mi?”…”Anlamamış olmak, çoğu kez iftiharla, göğüs kabartarak söylenir. (Bir ayraç açarak belirteyim: İnsanların cehaletleriyle övündükleri tek ülke, herhalde Türkiye’dir.)”
Kitap Yorumları - (2 Yorum)
Budalalığın keşfine çıkarken yanınıza ne alırdınız? Kadim şiirlerin şairi de böyle düşünmüş olmalı ki, batıdan doğuya ‘güldüren’ düşünceden soytarılığa rengarenk bir coğrafyayı keşfediyoruz okudukça.. Budalalığı keşfettikçe..
Kısa denemelerden oluşan bir eser. Çok müthiş geçeklere işaret edebilecek bir kitap. Anlatım dili gayet sade ve anlaşılabilir. Çok akıcı. Okunduktan sonra saklanarak tekrar tekrar okunabilir bir kitap. Kısa bir alıntı yapmak çok faydalı olabilir: “Şiir ya da düzyazı anlaşılır mı olmalı? Ya da şöyle: Bir metnin anlaşılmıyor olması, o metni değersizleştirir mi?”…”Anlamamış olmak, çoğu kez iftiharla, göğüs kabartarak söylenir. (Bir ayraç açarak belirteyim: İnsanların cehaletleriyle övündükleri tek ülke, herhalde Türkiye’dir.)”