Son iki yüzyılın tarihi, dünya hakimi Batı ve yükselen Batılı değerler karşısında İslam dünyasının düştüğü yılgınlığın da tarihidir. Bu yılgınlık, İslam coğrafyasında doğup büyümüş pek çok insanı Batının din dışı düşünce ve hayat tarzına ram etmiş; diğer birçok zihni de "İslam modernizmi" gibi "sentez" arayışlarına sürüklemiştir.Bu akıma karşı "gelenek"in günümüzdeki en önemli savunucularından biri, Seyyid Hüseyin Nasr'dır. Son çalışmalarını topladığı elinizdeki kitabında Nasr, Batının seküler bilimine karşı cesur bir başkaldırı sunuyor. Kainatı "din dışı" bir alan olarak gören seküler bilim anlayışının yol açtığı maddi, manevi felaketleri irdeliyor. Sonuçta, Kur'an ve hadisten beslenen bir perspektifle, kainatı "marifetullah"a vesile kılan bir "kutsal bilim ihtiyacı"nı dile getiriyor.Çağdaş Batılı değerlerin değersizleştirdiği insanı ve kainatı gerçek konumuna iade eden ufuk açıcı bir çalışma.
gelenekselci ekol temsilcisi Seyyid Hüseyin Nasr batı medeniyetinin dünyaya ve insanlık âlemine nasıl bir olumsuz etki bıraktığını, çözümün kutsal bilim ihtiyacı olduğunu, doğunun elindeki kıymetli hazinelerini kaybettiğini açıklarken biraz irfanı gelenekden bahsediyor, biraz din felsefesi yaparken de Hristiyanlık teolojisi eleştirisi yapıyor. Nasr külliyatı okumak için başlangıç kitabı olarak seçtim , gayet memnun kaldım, akademik bir kitap faydalı dipnotlar ile yeni kitaplara yelken acabiliyorsunuz, ama dili anlaşılmaz akademik bir dil değil, ilahiyat, teoloji, dinler tarihi ve din felsefesi konularına ilgi duyanlar, tasavvufu ilgi alanı olan okurlar tercih edebilirler
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
İstifade edilebilecek bir kitap. Bilime bakış açısı oluşturmak için okunmalı.
Seyyid Nasr’ın en kıymetli eserlerinden biri. İlgisi olanların mutlaka okuması gereken bir kitap
Tam bir başvuru kaynağı olmuş, kendi konusunda referans bir kitap bence. İlgili olanların arşivinde mutlaka yer almalı.
gelenekselci ekol temsilcisi Seyyid Hüseyin Nasr batı medeniyetinin dünyaya ve insanlık âlemine nasıl bir olumsuz etki bıraktığını, çözümün kutsal bilim ihtiyacı olduğunu, doğunun elindeki kıymetli hazinelerini kaybettiğini açıklarken biraz irfanı gelenekden bahsediyor, biraz din felsefesi yaparken de Hristiyanlık teolojisi eleştirisi yapıyor. Nasr külliyatı okumak için başlangıç kitabı olarak seçtim , gayet memnun kaldım, akademik bir kitap faydalı dipnotlar ile yeni kitaplara yelken acabiliyorsunuz, ama dili anlaşılmaz akademik bir dil değil, ilahiyat, teoloji, dinler tarihi ve din felsefesi konularına ilgi duyanlar, tasavvufu ilgi alanı olan okurlar tercih edebilirler
Nasr, Kur’an ve hadisten beslenen bir perspektifle, kainatı “marifetullah”a vesile kılan bir “kutsal bilim ihtiyacı”nı dile getiriyor.