Benim Hüzünlü Orospularım’ın başkişisi, yaşamı boyunca hiçbir kadınla parasını ödemeden sevişmemiş yaşlı bir gazeteci. Yalnızlığının çaresini günlük, sıradan ilişkilerde aramış bu çirkin ve çekingen ihtiyar, 90. yaş gününde kendine hiç alışılmamış bir armağan vermeye kalkışıyor. Eskiden tanıdığı bir genelev patroniçesini arayıp el değmemiş bir genç kızla birlikte olmak istediğini söylüyor. Patroniçe, onun bu isteğini yerine getirecek, ama yaşlı adam her ziyaretinde “uyuyan güzel” Delgadina’yı seyretmekle yetinmek zorunda kalacak, yaşamının güzünde kendisine böylesi bir oyun oynayan yazgısına boyun eğecek; ne ki bu çok özel ilişkiden o güne değin hiç tatmadığı bir aşk doğacaktır.García Márquez, yaşlılığın hüznünü olağandışı bir aşkın coşkusuna dönüştürüyor. Belki de ölümü güzelleştirmek için... Ustanın elinden yaşlılığa, cinselliğe, aşka ve ölüme bir güzelleme.
Kitabı okumanızı şu açıdan tavsiye ederim; kitapta yaşlılığın getirdiği pişmanlığı ve boşluğu oldukça iyi hissediyorsunuz. Kısacık kitapta gerçekten yaşlanmaktan ve önümdeki zamanı iyi değerlendirememekten korktum. Zamanın değerini anlamak adına etkilip bir kitap. Fakat unutmayın ki bu bir aşk kitabı değildir, bir pedofilinin sapıkça duygularına aşk adını verdiği, karaktersiz bir adamın hayatından bir kesittir.
Başlarda çok sıkıldım. Çünkü kendi yasantisima göre degerlendirdim romandaki olayları.. Bazı kelimeleri anlayamadım ama o kadar tatlı bir anlatımı vardı ki Belkide bu yüzden 90 yaşındaki bir adamın 14 yaşındaki bir uyuyan güzele aşkını bir yerden sonra yadirgamadim. Olur mu olur diyor insan.. Ve keşke daha gençken okusaydim dedim. 20li yaşlarda.. Okumanızı öneririm.
Üzerinde uzun uzun konuşulabilecek, tartışılabilecek bir eser. Ana fikir olarak hayatta hiçbir şeyin geç olmadığını anlatıyor belki de. Sürükleyici ve güzeldi.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
marquez’in kimilerince isminden dolayı ilginç bulduğu bu romanını tavsiye ederim bir bakışı sunması bakımından
Kitabı okumanızı şu açıdan tavsiye ederim; kitapta yaşlılığın getirdiği pişmanlığı ve boşluğu oldukça iyi hissediyorsunuz. Kısacık kitapta gerçekten yaşlanmaktan ve önümdeki zamanı iyi değerlendirememekten korktum. Zamanın değerini anlamak adına etkilip bir kitap. Fakat unutmayın ki bu bir aşk kitabı değildir, bir pedofilinin sapıkça duygularına aşk adını verdiği, karaktersiz bir adamın hayatından bir kesittir.
Başlarda çok sıkıldım. Çünkü kendi yasantisima göre degerlendirdim romandaki olayları.. Bazı kelimeleri anlayamadım ama o kadar tatlı bir anlatımı vardı ki Belkide bu yüzden 90 yaşındaki bir adamın 14 yaşındaki bir uyuyan güzele aşkını bir yerden sonra yadirgamadim. Olur mu olur diyor insan.. Ve keşke daha gençken okusaydim dedim. 20li yaşlarda.. Okumanızı öneririm.
Üzerinde uzun uzun konuşulabilecek, tartışılabilecek bir eser. Ana fikir olarak hayatta hiçbir şeyin geç olmadığını anlatıyor belki de. Sürükleyici ve güzeldi.
bi solukta okudum. yazarın diğer kitapları gibi bu da çok rahat okunan, sonu merak edilen ve hemen bitirilen bi kitap oldu.