Dağcı, eserleriyle üniversite yıllarımda tanıştığım ve âdeta fahri bir Kırım Türk’ü olmamı sağlayan bir yazardı. Hatta yazarlığından da öte hayatıyla kıymetli bir yazardı. O bir Kırım Tatar’ıydı. 1919’da dünyaya gelmiş; II. Dünya Savaşı’nı cephede yaşamış ve savaş sonrası ülkesinden ayrılmak zorunda kalan yüz binlerce Kırımlıdan biri olarak Londra’ya yerleşmişti. Bütün kitapları Türkiye’de yayımlanmasına rağmen Türkiye’ye hiç gelememiş bir yazardı ve bu hâliyle dünyada eşi olmayan bir örnekti belki de. Dağcı’nın eserlerinin hemen hemen tamamı Kırım’da geçen hikâye ve anılardan oluşur. Kırım’ın asli unsuru olan Türklerin bilhassa Stalin döneminde uğradığı zulümler ve nihayetinde 18 Mayıs 1944 tarihli ‘Büyük Kırım Sürgünü’ ile Türklerin yok edildiği bir Kırım projesinin gerçekleşmesine kadar uzanan hazin süreç anlatılır. Bu anlamda Dağcı, mazlum Kırım Türklerinin ve hatta sadece Kırım Türklerinin değil, sürgüne maruz bırakılan diğer Kırım halklarının da sesi olmuştur.Bu küçük hacimli eserini 18 Mayıs 1944 sürgününde hayatını kaybeden Kırım Türklerine ithaf etmş ve 4 kitaptan oluşan ‘Yansılar’ serisine adeta bir “epilog” yapmıştır.
Kitap Yorumları - (2 Yorum)
Kırım Türklerinin en kıymetli yazarlarındna biri. Okumanızı tavsiye ederim.
Dağcı, eserleriyle üniversite yıllarımda tanıştığım ve âdeta fahri bir Kırım Türk’ü olmamı sağlayan bir yazardı. Hatta yazarlığından da öte hayatıyla kıymetli bir yazardı. O bir Kırım Tatar’ıydı. 1919’da dünyaya gelmiş; II. Dünya Savaşı’nı cephede yaşamış ve savaş sonrası ülkesinden ayrılmak zorunda kalan yüz binlerce Kırımlıdan biri olarak Londra’ya yerleşmişti. Bütün kitapları Türkiye’de yayımlanmasına rağmen Türkiye’ye hiç gelememiş bir yazardı ve bu hâliyle dünyada eşi olmayan bir örnekti belki de. Dağcı’nın eserlerinin hemen hemen tamamı Kırım’da geçen hikâye ve anılardan oluşur. Kırım’ın asli unsuru olan Türklerin bilhassa Stalin döneminde uğradığı zulümler ve nihayetinde 18 Mayıs 1944 tarihli ‘Büyük Kırım Sürgünü’ ile Türklerin yok edildiği bir Kırım projesinin gerçekleşmesine kadar uzanan hazin süreç anlatılır. Bu anlamda Dağcı, mazlum Kırım Türklerinin ve hatta sadece Kırım Türklerinin değil, sürgüne maruz bırakılan diğer Kırım halklarının da sesi olmuştur.Bu küçük hacimli eserini 18 Mayıs 1944 sürgününde hayatını kaybeden Kırım Türklerine ithaf etmş ve 4 kitaptan oluşan ‘Yansılar’ serisine adeta bir “epilog” yapmıştır.