Yıl 1964, Aylardan Şubat 14. Soğuk bir Ankara sabahına rastlar, "Gönlümün Gökyüzü"nün sımsıcak kucağında dünyaya merhaba deyişim, 2 ve 3 yıl arayla ailemizi şenlendiren iki kardeşle birlikte geçer, yokluğa sevginin sıkıntılara birliğin, umutsuzluğa umudan, ağlamalara mutluluğun karıştığı ve geçmişi, bugünü, yarını hiç örselemeden içimde gezinen ömrümün en güzel süsü çocukluğum.Hayallerle gerçeklerin birbiri içine geçtiği o ince çizgid, Beklemelere şiirlerin serpiştirildiği gençliğime ilk yürüyüşüm,Üniversite yıllarım, ayrılıklarım, yalnızlıklarım,işim evliliğimVe "Gönlümün Ummanı" biricik oğlum... Çağlar'ımZamanın telaşesi ve saatlerin aceleciliğinde bir su gibi akıp gitse de yıllarBen Beklemenin Sonsuzluğuna olan inancımı eksiltmedim hiç içimdenÇünkü...Hayatın sonsuzluğunda içimizi soluksuz bırakarak yitip gitmek yerine, Onun sunduklarından hoşnut ve yaşadığı her ana umudu, beklemeyi,Sevmeyi ve paylaşmayı katarakKendini çoğaltan bir ömürdü beklemekBekleneni ve beklentileri değiştiren zamanaVe ilk günkü kadara ak kalmadığımızAma ilk günkü kadar baki olan iç yanlızlığımızda kendini tüketen gerçeklere inatBeklemek Sonsuzdur diyen iç sesine hiç kulak tıkamamaktı beklemek...Ardına kadar açık bıraktığımız gönül kapılarımızdan,İçtenliğiyle, sıcaklığıyla, şefkatiyle, varlığıyla, manasıyla sessizce süzülüp Kimsesizliğimize kims olmaya niyetli tüm gelişlere kucak açmaktı beklemekSesimize yankısıyla, gecemize gölgesiyleVarlığımıza kattığı anlam, yetimliğimize ve öksüzlüğümüze sahipliğiyleHayatın ta kendisiydi beklemekÇünküHer şeye yeniden başlamaya, bazen bir geliş yetecek Beklemek sonsuzdur.
Kitap Yorumları - (0 Yorum)