Senelerce zoraki kültür değişmesine uğratılan memleketimiz, 'hürriyetçi fikir akımları' adı altında tam bir fikir anarşisine sahne olmuştu. Temelde kiliseye karşı bir tepkiden doğan bu akımlar bize yabancıydı. Batı insanı, kendisini asırlarca cehalet ve sefalete mahkum eden kiliseye karşı kavga veriyordu. Rönesans ve reformlarla başlayan bu kavga, Fransız İhtilali ile başarıya ulaşmış; papalık eski resmi otoritesini kaybetmişti. (kitaptan)
Yıllar önce bu kitabın ilk baskısını (belki de 2. baskısı da olabilir) okumuştum. Kitabı beğenmemiştim. Çünkü kitap ırkçı anlayışla yazılmış bir intibaa vermişti. Avrupa’dan gelen her şey kötü, Avrupa’nın her şey sahtekârca gibi sonuca yönlendiriyordu. Hem üstelik Hz. Peygamber ilim Çin de dahi olsa alın dememiş miydi?Evet Avrupa’da bilimsel sahtekârlıklar yapılmış olabilir ama bu sahtekârlıklardan ders alarak doğru yolda ilerlemelerini neden görmezden gelinir? Ayrıca sadece Avrupa’da var da biz de ilmî skandallar yokmuydu?Kitapta uzak olan mesaj şuydu:”Allah çok adildir. Kim çalışırsa ona bu dünyada karşılığını verir. Gayrı Müslim de olsa ona başarıyı tattırır.”Ayrıca kitapta nerdeyse dünyanın büyük bir kısmında bilim, fen ve mühendislik çevrelerince büyük bilim adamı kabul edilen yani meşhur İngiliz fizikçisi Isaac NEWTON sahtekâr olarak tanıtılmakta idi (Sızıntı dergisinde de Newton hakkında olumlu yazı da çıkmıştı). Elbette bütün fikirlere açığım. Tek bir şartla aykırı fikirleri de kabul edebilirim. O şart: İSPATTIR. Ama ne yazık ki kitabın yazarı sadece birkaç kişinin ifadelerine dayanarak Newton’u karalıyordu. Oysa Newton’un aleyhine görüş öne sürenler Newton’un çağdaşı ve Newton ile büyük rekabette olan bilim adamları idi. Birbirlerini kıskanıyorlardı.Bence yeterli sayıda ve çok farklı kişide ve çıkar kaybı olmayan kimselerin de bilgileri alınmalı bir akademisyen, bir hukukçu titizliği ile incelendikten sonra Newton’a o suçlamalar yöneltilmeli idi. Kanaatimce bu yapılmamış. Bence yazar kaleme almadan önce kendini Newton’un yerine de koymalıydı.
Kitap Yorumları - (1 Yorum)
Yıllar önce bu kitabın ilk baskısını (belki de 2. baskısı da olabilir) okumuştum. Kitabı beğenmemiştim. Çünkü kitap ırkçı anlayışla yazılmış bir intibaa vermişti. Avrupa’dan gelen her şey kötü, Avrupa’nın her şey sahtekârca gibi sonuca yönlendiriyordu. Hem üstelik Hz. Peygamber ilim Çin de dahi olsa alın dememiş miydi?Evet Avrupa’da bilimsel sahtekârlıklar yapılmış olabilir ama bu sahtekârlıklardan ders alarak doğru yolda ilerlemelerini neden görmezden gelinir? Ayrıca sadece Avrupa’da var da biz de ilmî skandallar yokmuydu?Kitapta uzak olan mesaj şuydu:”Allah çok adildir. Kim çalışırsa ona bu dünyada karşılığını verir. Gayrı Müslim de olsa ona başarıyı tattırır.”Ayrıca kitapta nerdeyse dünyanın büyük bir kısmında bilim, fen ve mühendislik çevrelerince büyük bilim adamı kabul edilen yani meşhur İngiliz fizikçisi Isaac NEWTON sahtekâr olarak tanıtılmakta idi (Sızıntı dergisinde de Newton hakkında olumlu yazı da çıkmıştı). Elbette bütün fikirlere açığım. Tek bir şartla aykırı fikirleri de kabul edebilirim. O şart: İSPATTIR. Ama ne yazık ki kitabın yazarı sadece birkaç kişinin ifadelerine dayanarak Newton’u karalıyordu. Oysa Newton’un aleyhine görüş öne sürenler Newton’un çağdaşı ve Newton ile büyük rekabette olan bilim adamları idi. Birbirlerini kıskanıyorlardı.Bence yeterli sayıda ve çok farklı kişide ve çıkar kaybı olmayan kimselerin de bilgileri alınmalı bir akademisyen, bir hukukçu titizliği ile incelendikten sonra Newton’a o suçlamalar yöneltilmeli idi. Kanaatimce bu yapılmamış. Bence yazar kaleme almadan önce kendini Newton’un yerine de koymalıydı.