İlk kurşun göğsüme saplandığında kızımı düşündüm... Marc Seidman uyandığında, kendisini bir hastanenin yoğun bakım ünitesinde, kafasında bandajlarla ve seruma bağlanmış olarak bulur. On iki gün öncesine kadar, eşi ve bebeğiyle, huzurlu bir çevrede, başarılı bir cerrah olarak hayat süren Marc, şimdi kim olduğu bilinmeyen bir saldırgan tarafından vurulmuş halde hastanede yatmaktadır. Karısı öldürülmüş ve altı aylı kızı Tara, ortadan kaybolmuştur. Hayatının tamamen mahvolduğunu düşünürken yeni bir ümit doğar. Bir fidye notu: Gözümüz üzerinizde olacak. Eğer yetkililerle temasa geçersen kızını bir daha asla göremezsin. Başka şansın yok. Not ürperticidir, ama Marc'ın gözü yalnız tek bir şeyi görür: Kızını kurtarmak için bir şansı vardır artık. Polise veya FBI'a haber veremez. Kime güveneceğini bilememektedir ve yetkililer yeni bir şüpheliye gözlerini dikmişlerdir: Marc'a. Düzenbazlığın, ölümcül sırların, karısının ve geçmişinin oluşturduğu bataklığa giderek daha da gömülen Marc, her ne pahasına olursa olsun Tara'yı eve getireceğine sarsılmaz biçimde inanır.
Bir Harlan Coben klasiği bu kitabı okuduktan sonra verdiğim arkadaşlarımda serinin diğer kitaplarına başladılar, kitap başından sonuna kadar sürükleyici ve yine sonunu tahmin edemeyeceksiniz.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Ara ara sıkılsam da sürükleyici bir kitap.
sürükleyici bir polisiye romanı.
Bir Harlan Coben klasiği bu kitabı okuduktan sonra verdiğim arkadaşlarımda serinin diğer kitaplarına başladılar, kitap başından sonuna kadar sürükleyici ve yine sonunu tahmin edemeyeceksiniz.
Nefes kesen bir polisiye roman.Okurken bir düşünce labirentine gireceğiniz kesin.Sonunu tahmin etmek imkansız
sıkıldım aslında okurken