Üniversiteden yeni mezun Selin Mermer, kariyeri için hayaller kurmaktadır. Çoğu arkadaşı iş bulmaları yetmezmiş gibi nispet yaparcasına Facebook’ta çalıştıkları şirketleri etiketlemiş, bu paylaşımlarının altı yüzlerce tebrik mesajıyla dolmuş ve “ofiste ilk gün” hediyelerini Instagram’da sergilemişlerdir. Gözümüz yok ama bizim Selin’e, çikolata kaplı çilekler, renkli tebrik kartları ve kutuların içine özenle dizilmiş güller ne zaman gelecekti? Laf aramızda Selin’in hayali de biraz farklı ve zordu. Formatını kendisinin hazırladığı bir televizyon programının sunucusu olmak istiyordu. Ancak Selin ne dizi oyuncusuydu ne de torpili vardı. Bir gün içindeki minik şeytan kulağına hınzır bir fikir fısıldadı: “Önce medya sektörüne kendini tanıtman lazım. Hem sen her zaman işe mutfağından başlamak lazım demez misin? O zaman kendi programını kendin çek canım. Her aşamasıyla bizzat ilgilenmelisin. Montajından, metnine kadar… Yaptığın çekimleri kendi Youtube kanalında paylaşırsın. Orada tanındıktan sonra ver elini ulusal kanallar. Hepsinin kapısını tek tek çalarız bebeğim... Aslında senin gibi doğuştan bir starın onlara gözükmesine gerek kalmayacak. Youtube sayesinde onlar seni keşfedecek! Milyonlarca takipçin, binlerce beğenin ve tabii siyah bir çekim karavanın olacak.” Selin Mermer’in ekran kariyeri uğruna yaşadıkları yetmezmiş gibi, en olmadık yerlerde karşısına çıkan karizmatik ve yakışıklı bir erkekle tanışması da fenomenlik girişimine tuz biber ekecekti.
Kitap Yorumları - (0 Yorum)